GÜNDEM - 27 Haziran 2025 Cuma 10:54

Asrın felaketinden etkilendiler, 3 kız kardeşe koruyucu aile oldular

A
A
A

Yozgat’ta çocukları olmayan Polat çifti, Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerin ardından koruyucu aile modeliyle evlat hasretini dindirdi.

Yozgat’ta yaşayan ve 7 yıllık evli olan Gülhan Polat, çocuk sahibi olamayınca, koruyucu aile modeliyle 3 kız kardeşin sevgi dolu bir yuvada büyümesi için önemli bir adım attı. Koruyucu aile olmak için Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne başvuran çift, bir süre çeşitli eğitim ve değerlendirme süreçlerinden geçti. Yapılan incelemelerin ardından, devlet koruması altında olan ve birbirlerinden ayrılma riski taşıyan üç kız kardeşi birlikte evlat edinmeleri uygun görüldü.

Asrın felaketinden etkilendiler, 3 kız kardeşe koruyucu aile oldular

"6 Şubat depremlerinde anne babasız kalan çocuklara üzüldüm, o şekilde karar verdim"

41 yaşındaki Gülhan Polat "Yaklaşık 7 aydır koruyucu aileyim. 7 yıllık evliyim. Bizim çocuğumuz olmadı. Çocuk özlemi çekiyorduk. 6 Şubat depreminden sonra ülkece çok üzüldük, çocukların anne babasız kalması bizim de içimize dokundu. Daha önce böyle bir düşüncemiz yoktu. Ama 6 Şubat depreminden sonra karar verdik. Ön başvuruda bulunduk. Sonra süreç ilerledi. 2 kişiydik, çok sakin bir hayatım vardı. 3 çocuk geldikten sonra neşeli ve dolu dolu günler geçiriyoruz. Küçük çocukların hayatına dokunmak çok güzel bir duygu. Yeri geldiği zaman çok yorucu da oluyor. O yoruculuk onların bir gülüşü ile geçiyor. Bizi çok mutlu ediyor. Bir insanın hayatına dokunmak bu hayattaki en güzel şey olsa gerek. Hayatta bir amacım yoktu. Hayatım onlar geldikten sonra daha da güzelleşti. Kendimi onlara adayarak hayatıma bir anlam ve bir amaç katmış oldum" dedi.

Asrın felaketinden etkilendiler, 3 kız kardeşe koruyucu aile oldular

"Zorlandığım konularda çocuk gelişimi uzmanından yardım alıyorum"

3 kardeşin koruyucu ailesi olduklarını söyleyen Polat, "Niyetimiz 1 çocuktu. Daha sonra 2 oldu, derken 3 oldu. Nasip böyleymiş. Zorlanır mıyım diye ilk zamanlar çok korkuyordum. Sosyal hizmetlerin çok büyük desteği oldu. Her türlü imkanı sunuyorlar. Emin olun hiç sıkıntı çekmiyorsunuz. Küçük kızım 3 yaşında, ortanca kızım 5 yaşına girecek, büyük kızım da 6 buçuk yaşında. Zorlandığım, takıldığım konularda yardım almam gerekiyor. Büyük ve ortanca kızımı ayda 1-2 kez çocuk gelişimi uzmanına götürüp getiriyorum. Ben de destek alıyorum. Nasıl davranmam gerektiğini bilmediğim zamanlar oluyor. Sağlıklı Yaşam Merkezi’ndeki çocuk gelişimi uzmanı bana yardımcı oluyor. İşler yolunda gidiyor. Şu anda her şey çok güzel. Çevremden çok güzel geri dönüşler alıyorum. Ne kadar güzel bir iş yaptığımın sonradan farkına vardım. Bir hayata dokunmak o kadar önemliymiş ki" cümlelerini kullandı.

Asrın felaketinden etkilendiler, 3 kız kardeşe koruyucu aile oldular

"Yozgat’ta 41, ailemizde 55 çocuk koruyucu ailede"

Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Arif Topal ise "Koruyucu aile hizmetindeki amaç çocuğun güvenli ve sevgi dolu bir aile ortamında yetişmesini sağlamaktır. Koruyucu aile, kurumla iş birliği içinde çocuğa biyolojik ailesi, okul ve çevresiyle ilişkilerde devam etmelerini sağlayarak yardımcı olmaktadır. İlimizde 41 ailede 55 çocuğumuz bulunmaktadır" diyerek koruyucu aile kavramına değindi.

Emel Yiğit

Asrın felaketinden etkilendiler, 3 kız kardeşe koruyucu aile oldular

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Yaylalarda koyun kırkma zamanı Erzincan’da 3 bin 370 rakımda ki yaylalarda, hem gelişimi artıran hem de hayvanların rahatlamasına neden olan koyun kırkımı devam ediyor. Erzincan’ın önemli hayvancılık merkezlerinden olan Tercan ilçesinde koyunların temizlenmesi, serinlemesi ve besicilikten elde edilen gelirin artırılması için yünlerin kırkılması sezonu başlandı. Üreticiler, sıcaktan etkilenmemeleri için küçükbaş hayvanlarının kırkımını sağlarken, hayvanların daha sağlıklı gelişebilmeleri için kırkma işlemi yaptıklarını ve bu sayede de verimi artırdıklarını ifade ediyor. 3 bin 370 rakımlı Munzur Dağı yaylalarında koyun kırkımı yapan üreticiler, günlük 500’e yakın koyun kırkımının yapıldığını belirtti. Küçükbaş hayvan yetiştiricisi Ahmet Demir, "Erzincan’da kırkım zamanı başlamıştır. Bu işi yaylada yapıyoruz. Kırkım işi üreticiler için zor. Kırkım işlemi bittikten sonra hayvanlar rahatlar, serinler. Koyunları, bol su olan yerlere götürüp yıkıyoruz" dedi. Bir başka üretici çiftçi ise, "Haziran ayının sonuna doğru sıcaklıklar arttığı için koyunları kırkımı yapıyoruz. Bu sene biraz yağmurlu geçse de artık sıcaklıklar kendini iyice hissettirmeye başladı. Hepimiz birbirimize yardımcı oluyoruz, bir yerde toplanıp yapıyoruz. Özen göstererek yapıyoruz ki hayvanlara hiçbir şekilde zarar gelmesin. Bu sıcaklarda hayvanlar hem serinliyor hem de kırkılan koyunlar daha fazla gelişim gösteriyor. Kırkım sonrası elde ettiğimiz yünler maalesef eskisi gibi rağbet görmüyor. Kendi evimizde ve çevremizde kullanıyoruz." diye konuştu.
Erzincan Yüzyıllardır süren geleneksel yöntemlerle pekmez yapımı Kendine has kokusu ve özelliği ile dikkat çeken dut pekmezi, yüzyıllardır süren geleneksel yöntemlerle hazırlanıyor. Erzincan’ın Kemaliye ilçesi ve köylerinde duttan pekmez yapımı başladı. Pekmezin olması için bol güneş ve hafif rüzgar gerekirken, yağmur olmaması nedeniyle pekmez haziran ve temmuz aylarında yapılıyor. Odun ateşi ile büyük kazanlarda doğal kaynak suyu ile kaynatılan dut, kaynama ısısına gelince şırası alınır. Güneş gören damlarda tepsilere koyulur ve olgunlaşması beklenir. Bu süre bir hafta kadar sürer. Kemaliye pekmezinin farkı kurutulmuş beyaz duttan yapılması ve az kaynatılıp besin değerini yitirmeden güneşte olgunlaşmasıdır. Uzun uğraşlar ile hiçbir katkı maddesi kullanılmadan hazırlanan pekmezin el becerisi gerektirdiğini anlatan Medine Turgut, "Uzun uğraş ve zahmetler sonucu el işçiliği ile tamamen doğal yollardan hiçbir katkı maddesi kullanılmadan üretilen pekmezlerimiz kış mevsiminde her derde deva olarak kullanılır. Dutlar kazanda kaynatılır, şırası elde edilir. Kaynatma işlemi uzun süre uygulanır. Kaynatma işlemi açık yayvan kaplarda yapılır ve düşük ısıda koyulaşıncaya kadar kaynatılır. Kaynatma kazanında şıra kaynamaya başlayınca oluşan köpükler kepçe ile alınır. Kaynama ilerledikçe şıranın üstü sarı köpük bağlar, şıra içten içe kızarır, göz göz olarak kaynar ve pekmez kokusunu yayar" diye konuştu. Pekmezin faydaları Pekmez, yüksek şeker içeriği nedeniyle iyi bir karbonhidrat ve enerji kaynağıdır. Ayrıca mineralleri yoğun olarak içermektedir. Pekmez özellikle günlük kalsiyum, demir, potasyum ve magnezyum gereksiniminin büyük bir kısmını karşılamaktadır. Mineral miktarının fazla ve emilim oranlarının yüksek olması nedeniyle hamile ve emziklilerin, veremli hastaların, iyileşme dönemindeki kişilerin beslenmesinde yer alması önerilmektedir. Pekmezin çok iyi kaynak olduğu besin öğelerinden biri de kromdur. Dokuların krom içeriği hamilelikte, malnütrisyonda ve yaşla büyük ölçüde azalmaktadır. Krom, glikoz toleransa faktörünün yapısında bulunur ve insülin kullanımı ile glikoz metabolizmasını etkiler. Rafinasyon işlemi sonucunda gıdalardaki krom miktarının büyük ölçüde azaldığı göz önüne alınırsa pekmezdeki kromun önemi daha da belirginleşmektedir. Araştırmalar pekmezin thiamin, riboflavin ve demir açısından baldan daha zengin olduğunu da ortaya koymaktadır.
Erzincan Sıcaktan bunalanların adresi: Girlevik Şelalesi Erzincan’da, Munzur Dağı eteklerinden gelen buz gibi suların 40 metreden döküldüğü Girlevik Şelalesi, serin havası ve doğal güzelliği ile hem şehrin stresinden hem de sıcaktan bunalan çok sayıda yerli ve yabancı turistin uğrak yeri oluyor. Kent merkezine 35 kilometre uzaklıkta bulunan ve Munzur Dağı eteklerindeki Kalecik köyü sınırlarında 9 ayrı kaynak suyunun birleşmesiyle oluşan Girlevik Şelalesi, kışın buz tutması, yazın gürül gürül akışıyla her mevsim ziyaretçilerini adeta büyülüyor. Sıcaklıkların artmasıyla şehrin stresinden ve gürültüsünden uzaklaşıp vakit geçirmek için doğayla iç içe olan serin alanlara yönelen vatandaşlar, 40 metreden akan buz gibi suyu ve doğal güzelliğiyle öne çıkan Girlevik Şelalesi mesire alanında serinliyor. Manzarasında fotoğraf çektirmek ya da öz çekim yapmak isteyen birçok kişinin adeta sıraya girdiği şelaleye gelen ziyaretçiler, şelale çevresinde piknik yapma imkanı da buluyor. Tatilini geçirmek Antalya’dan memleketi Erzincan’a gelen Dursun Büyüktaş, Girlevik Şelalesi’ni her ziyaretinde ayrı bir güzellikte bulduğunu belirterek, bu yıl şelalenin suyunda gözle görülür bir artış olduğunu ifade etti. Büyüktaş, "Erzincan’a her gelişimde Girlevik Şelalesi’ni ziyaret ediyorum. Bu yıl şelalenin suyunda gerçekten müthiş bir artış var. Geçen yıl etkili olan kar yağışı nedeniyle muhtemelen suda artış olmuş. Erzincan merkezde 30-35 dereceyi bulan bir sıcaklık vardı. Kuru bir sıcak ama insanı bunaltıyor. Buraya gelince suyun serinliğini hissettik. Harika bir yer. Erzincan’a gelen turist ve gezginlerin burayı mutlaka ziyaret etmelerini tavsiye ediyorum" dedi. Ziyaretçilerden Eren Büyüktaş ise "Özellikle yaz aylarında buraya geliriz. Ancak bu gezimizde şelalede su miktarının gerçekten artmış olduğunu gözlemledik. Ayrıca burası çok serin. Erzincan’ın sıcağından sonra burası çok iyi geliyor" ifadelerini kullandı. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nde okuyan ve yaz tatilini Erzincan’da geçiren Mislina Kirişçi’de hava sıcaklığının 35 dereceye ulaştığını belirterek, "Ferahlamak için Çağlayan Girlevik Şelalesi’ne geldik. Burası hem çok serin hem de su çok güzel akıyor" diye konuştu.
OSZAR »