EKONOMİ
TESK Genel Başkanı Palandöken: "Tarım cazip hale getirilmeden fiyatlar düşmez" 09 Haziran 2025 Pazartesi - 18:07:43 Köye dönüş projelerinde uygulanan yaş sınırının kaldırılması gerektiğini belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Bu sene tarımda yaşanan don olayları büyük zarar verdi. Fiyatlar yüksekti, ancak bu durumun kalıcı hale gelmemesi için alınacak tedbirler çok önemli. Tarımın cazip bir hale getirilmesi gerekiyor; yeni teknolojik uygulamaların arazilere kazandırılması şart. Köy ve kent nüfusu arasındaki dengesizliği gidermek, kentlere göçü durdurmak lazım" dedi. Tarımsal üretim verilerindeki artışın sevindirici olduğunu ancak mevcut ihtiyaçlara kıyasla hâlâ yetersiz kaldığını vurgulayan Türkiye Esnaf ve Sanatkarları (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Para kazanan insanlar memleketlerini ve topraklarını bırakıp başkasının yanında çalışmak istemezler. Ancak şu anda görüyorlar ki, geçmişte annelerinin babalarının yaptığı hayvancılıkla süt para etmiyor. Aynı şekilde, sebze ve meyvede de kazanç sağlayamıyorlar. Tarımla uzun süre uğraşmalarına rağmen çalıştıracak insan bulmakta zorlanıyorlar. Yaş gruplarına bakıldığında, artık köylerde 20-40 yaş arası neredeyse kalmamış durumda. Tarımsal faaliyetleri 60-70 yaşındaki anne babalar, imkânları ölçüsünde sürdürebiliyor. Bu durum da üretimin azalmasına ve fiyatların yükselmesine neden oluyor. Peki, enflasyonu nasıl düşüreceğiz? Bu ürünlerin üretimini nasıl artıracağız? Bunun için üreticilerin teşvik edilmesi ve tarım arazilerinde, meyve bahçelerinde, hayvancılıkta daha fazla destek sağlanması gerekiyor. Aynı zamanda sosyal imkânlar artırılmalı, çocukların eğitim görebileceği yerel okullar açılmalı. Avrupa ile karşılaştırıldığında bizdeki oranlar oldukça geri. Tarım, gerçekten sevgiyle ve emekle yapılması gereken uzun soluklu bir iştir" ifadelerini kullandı. Palandöken, "Bu sene tarımda yaşanan don olayları büyük zarar verdi. Fiyatlar yüksekti, ancak bu durumun kalıcı hale gelmemesi için alınacak tedbirler çok önemli. Tarımın cazip bir hale getirilmesi gerekiyor; yeni teknolojik uygulamaların arazilere kazandırılması şart. Köy ve kent nüfusu arasındaki dengesizliği gidermek, kentlere göçü durdurmak lazım. Bugün şehir nüfusu neredeyse genel nüfusun yüzde 72’sine ulaşmış durumda; sadece yüzde 28’lik bir kesim ziraatle uğraşıyor. Ancak bu kesim de para kazanamıyor. Neden kazanamıyor? Çünkü üretici için fiyatlar yeterince kârlı değil. Bu nedenle üretici, geçimini sağlayamadığı için, sonraki kuşaklar da mecburen şehirlere göç etmeyi tercih ediyor. Tarım yapılan bölgelerde sosyal alanların oluşturulması, tarımsal desteklerin artırılması ve bilinçli tarım uygulamalarının teşvik edilmesi gerekiyor" "Destekler kapsayıcı ve teknolojik olmalı" Devlet desteklerinin kapsamının genişletilmesi gerektiğini belirten Palandöken, "Tarımda sulama kanallarından yollara kadar altyapı güçlendirilmeli, ulaşım kolaylaştırılmalı. Üretim alanlarına pozitif ayrımcılık yapılmalı; zirai ilaç fiyatları düzenlenmeli, hatta bir kısmı devletçe desteklenmeli. Tarladaki ürünlerdeki fiyat dengesizliği hem alım gücünü düşürüyor hem de üretimi azaltıyor. Oysa nüfus arttıkça tüketim de artıyor; üretim desteklenmezse fiyatlar daha da yükselir. Don ve kuraklık gibi doğal afetlere karşı önceden tedbir alınmalı; bilinçli tarım teşvik edilmeli. Bölgesel tarım haritalarıyla, şehir merkezlerine yakın bölgelerde üretim planlanarak taşıma kaynaklı israf azaltılabilir. Çiftçiye tarım ekipmanı temininde kolaylık sağlanmalı; zirai aletlerdeki vergi ve ÖTV kaldırılmalı. Üretici kendi köyünde geçinebilecek duruma gelirse, üretim artar, bereket olur; esnaf, çiftçi ve halk kazanır. Ülkemizde ziraat mühendisleri ve teknisyenler var; sahada üreticiyle birlikte çalışarak üretimi destekleyebilirler. Böylece şehirdeki yoğun nüfusun bir kısmı yeniden köye döner. Bugün büyükşehirde 2-3 aylık kira, kırsalda bir yıllık gelire eşit hale geldi. İnsanlar bu yüzden köylerinde kalmak istiyor. Bunun için kırsala pozitif ayrımcılık şart. Aksi hâlde fiyatlar düşmez, üretim artmaz. Çiftçiye hem destek verilmeli hem de üzerindeki vergiler kaldırılmalıdır" şeklinde konuştu.
09 Haziran 2025 Pazartesi - 13:51 Karaman’da bir çiftçi kurduğu serada 5 milyon fide üretiyor Karaman’ın Sudurağı beldesinde çiftçilik yapan memur emeklisi ziraat teknisyeni Hayri Polat, kurduğu 5 bin metre karelik serada 5 milyon adet fide üretiyor. Yaşadığı beldeye bölgenin en büyük serasını kuran girişimci çiftçi, ürettiği fidelerin bir bölümünü kendisi ekerken, yarısından fazlasını da başta Konya merkez olmak üzere Ereğli ve Çumra ilçelerindeki üreticilere satıyor. Serada 4 milyon adet kapya biber ile 1 milyon adet değişik sebze fidesi yetiştiriliyor. "Çiftçilik 12 ay yapılmalı" Emekli olduktan sonra çiftçiliğe ağırlık verdiğini belirten ziraat teknisyeni Hayri Polat, yaşadığı beldeye Karaman bölgesinin en büyük serasını kurduğunu söyledi. Polat, 5 bin metre kare alana sahip olan serada toplam 5 milyon adet fide yetiştirdiğini ifade ederek, "Bu yetiştirdiğimiz fidelerin 2 milyon 200 binini kendimiz açık tarlamıza ekiyoruz. Böylelikle de fideye parası vermemiş oluyoruz. Üretmiş olduğumuz fidelerin yarısından fazlasını da başta Konya merkez olmak üzere Ereğli ve Çumra ilçelerindeki üreticilere satıyoruz" dedi. Polat, çiftçiliğin 12 ay boyunca yapılması gerektiğini de vurgulayarak, "Ben kendim yılda bir defa buğday ekerek kendime çiftçiyim diyemiyorum. Çünkü bu işin 365 günde sadece 1 hafta işi var. Biz dedik ki bunu 12 aya nasıl yayarız. Yaptığımız çalışmalarla ürün desenimizi arttırarak bunu 12 ayın tamamına yaydık. Şuan bizim boş günümüz yok ve yıl boyunca tarımla uğraşıyoruz" diye konuştu. "Girişimci çiftçimizi kutluyorum" Serada incelemelerde bulunan Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bayram da, merkeze bağlı Sudurağı beldemizde çiftçimizin 5 bin metre kara alana kurmuş olduğu seradayız. Bu yapılan yatırım bölgemiz için büyük öneme sahiptir. Yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen buraya yaptığı yatırımdan dolayı çiftçimize teşekkür ediyoruz. Üretmekle ilgili Karaman ovasının tek bir sorunu var o da sudur. Çiftçilerimiz susuzluğa rağmen üretmeye devam ediyor" diye konuştu.
09 Haziran 2025 Pazartesi - 12:22 Kepez Belediyesi’nden dikiş atölyesiyle milyonluk tasarruf Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, Kepez Belediyesi Meslek Edindirme Kursu dikiş atölyesinin, belediye bütçesine milyonlarca liralık tasarruf sağladığını söyleyerek, "Bu atölyede 30 kadın arkadaşımız çalışıyor. Dışarıdan temin edilmesi halinde 20-24 milyon TL’ye mal olacak kıyafetleri burada yaklaşık 3-4 milyon TL’ye üreterek büyük bir tasarruf sağlıyoruz" şeklinde konuştu. Antaya’nın Kepez Belediyesi, hem kadın istihdamına verdiği önemle hem de tasarruf odaklı üretim modeliyle dikkat çekiyor. Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, Kepez Belediyesi Meslek Edindirme Kursu bünyesindeki dikiş atölyesini ziyaret ederek emekçi kadınlarla bir araya geldi. Atölyede çalışan kadınlara kolaylıklar dileyen Başkan Kocagöz, burada üretilen ürünlerle hem belediye bütçesine büyük katkı sağlandığını hem de kadın istihdamına destek verildiğini vurguladı. Dikiş atölyesinde Kepez Belediyesi’nin güvenlik, sağlık ve temizlik personellerine ait tüm üniformaların üretildiğini ifade eden Kocagöz, "Bu atölyede 30 kadın arkadaşımız çalışıyor. Dışarıdan temin edilmesi halinde 20-24 milyon TL’ye mal olacak kıyafetleri burada yaklaşık 3-4 milyon TL’ye üreterek büyük bir tasarruf sağlıyoruz" dedi. Kadın istihdamına öncelik Ziyaret sırasında yaptığı konuşmada, "Bu yola çıkarken Kepez’de değişimi ve dönüşümü başlatacağız demiştik. Özellikle kadın istihdamına öncelik vereceğimizi söyledik. Bu atölye bunun en somut örneğidir. Sosyal demokrat belediyecilik budur. Fragmandayız, film yeni başlıyor. Her hafta bir temel atıyoruz, bir açılış yapıyoruz. Bize güvenenleri asla mahcup etmeyeceğiz" diye konuştu.
Antalya’da bayram tatiline gurbetçi katkısı
09 Haziran 2025 Pazartesi - 11:26 Antalya’da bayram tatiline gurbetçi katkısı Antalya’da Kurban Bayramı tatili ile yüksek sezonun kapıları açılırken, yoğunluk Avrupa’daki Türk tatilcilerin de gelişiyle arttı. AKTOB Başkanı Kaan Kavaloğlu, "Bu süreçte en yoğun talebi Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşlarımız gösterdi. Gurbetçilerimiz hem Kurban Bayramı tatilini hem de Avrupa’daki tatil dönemini birleştirerek ana vatanlarına geldi. Bu da Antalya’daki hareketliliği daha da artırdı" dedi. Antalya’da 4,5 günlük Kurban Bayramı tatiliyle birlikte turizm hareketliliği ivme kazandı. Sezon başında Ramazan Bayramı ve Paskalya tatiliyle başlayan yoğunluk, Kurban Bayramı’yla zirveye ulaştı. Özellikle Avrupa’da yaşayan Türk tatilcilerin tercih ettiği Antalya’da, otellerde ve sahil bölgelerinde ciddi yoğunluk yaşanıyor. "Kurban Bayramı’yla yüksek sezonu açtık" Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kavaloğlu, kentteki bayram hareketliliğini ve sezonu değerlendirdi. Kavaloğlu, "Ramazan Bayramı’yla yaz sezonunu açmıştık ve Paskalya tatiliyle birleşmişti. Kurban Bayramı’yla da yüksek sezonu açtık. Bu dönem, Almanya’daki Yortu Bayramı tatiliyle de çakıştı. Yani Almanya’da ’Pfingstferien’ dediğimiz, bazı eyaletlerde Haziran başında uygulanan kısa tatil dönemiyle aynı zamana denk geldi. Dolayısıyla hem Almanya’dan hem de diğer Avrupa ülkelerinden tatil planlamaları yoğunlaştı. Bu da Antalya’daki hareketliliği daha da artırdı" dedi. Avrupa’daki Türklerin bu tatil dönemini fırsata çevirdiğine dikkat çeken Kavaloğlu, "Bu süreçte en yoğun talebi Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşlarımız gösterdi. Gurbetçilerimiz hem Kurban Bayramı tatilini hem de Avrupa’daki tatil dönemini birleştirerek ana vatanlarına geldi. Böylece uzun zamandır fırsat bulamadıkları şekilde Türkiye’de tatil yapma imkânı yakaladılar" ifadelerini kullandı. "Her sezon zor geçecek" Sezonun genel seyrine de değinen Kavaloğlu, "Ziyaretçi sayılarında geçen yıl ile rakamlar hemen hemen aynı. Zor bir sezon geçiriyoruz ancak genel itibariyle geçen yılki seviyeyi koruyoruz. Haziran sonu itibarıyla artıya geçeceğimizi öngörüyoruz. Bizim için artık hiç kolay bir sezon yok, her sezon zor geçecek" değerlendirmesinde bulundu.
Ordu’da tarımda yeni dönem
09 Haziran 2025 Pazartesi - 11:17 Ordu’da tarımda yeni dönem Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, Kirazlimanı Yaşam Merkezi’nde hayata geçirdikleri topraksız bitki fabrikası ile topraklı tarıma göre yüzde 98 daha az su kullanıp, kısa sürede fazla verim elde ettiklerini ve merkezin dünyadaki su kıtlığına karşı bir çözüm olduğunu söyledi. Başkan Güler’in kararlı duruşu ile Ordu’nun Altınordu ilçesi Kirazlimanı Mahallesi sınırları içerisinde kumsal alanda bulunan gökdelenlerin yıkılması ile alana inşa edilen Kirazlimanı Yaşam Merkezi gelişmeye devam ediyor. Kütüphaneden parklara vatandaşların yararlanabileceği nice alanların bulunduğu merkezde tarıma da can veriliyor. Bu kapsamda merkezin altında inşa edilen geleceğin tarım modelini temsil eden Bitki Fabrikası’nda topraksız tarım (dikey tarım) ünitesi kuruldu. Bu ünitede toprak kullanılmadan kapalı ve hijyenik bir ortamda üretim yapılıyor. "Daha ekonomik daha teknik ve sıhhi, su tüketimi yüzde 98 daha az" Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler burada yapılan çalışmalar ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Buradaki üretimin Ordu’da yepyeni bir saha oluştuğuna değinen Başkan Güler, "3 gökdelen inşaatının yıkılmasının ardından yapılan yaşam merkezinin altında bulunan bitki fabrikasındayız. Burada topraksız tarım yapıyoruz, diğer adıyla dikey tarım. Burada 4 bin 500 marul üretimi yapıyoruz. Topraklı tarımda 90 günde yapılacak işi biz burada 30 günde yapıyoruz. Bu üretimimiz ile sıfır ilaç ve sıfır gübre ile yüzde 98 daha az su kullanıyoruz. Dünyadaki su kıtlığına karşı bu üretim bir çözüm. Burası Ordu’da yepyeni bir saha oldu. Tarıma verdiğimiz ağırlık, modern gıda yönetimi ile ilgili çalışmalarımızı burada ispat etmiş oluyoruz. Bu yöntem daha ekonomik daha teknik ve aynı zamanda daha sıhhi" dedi. Üretim nasıl yapılıyor? Merkezde toprak kullanılmadan, kapalı ve hijyenik bir ortamda üretim yapılıyor. Açık arazide 90 günde yetişen marul, burada sadece 30 günde hasat ediliyor. Gün sayısı zamanla 15 güne düşürülmesi hedefleniyor. Kapalı sistem üretim sayesinde bitkilere yukarıdan ilaç veya gübre verilmediği için ürünlerde ne pestisit (tarım ilacı) kalıntısı ne de nitrat kalıntısı bulunuyor. Ayrıca bu yöntemle, geleneksel tarıma göre yüzde 98 daha az su kullanılıyor. Bu kuraklık ve su kaynaklarının azalması gibi ciddi risklere karşı önemli bir adım oluşturuyor. Sadece 100 metrekarelik bir alanda yılda yaklaşık 300 bin adet sebze üretilebiliyor ve tüm süreç tam otomasyonlu şekilde işliyor.
Ordu’da dalgalardan enerji üretiliyor
09 Haziran 2025 Pazartesi - 11:02 Ordu’da dalgalardan enerji üretiliyor Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, deniz dalgalarından elektrik üretimi için düğmeye bastı. 2007 yılında Sakarya’nın Karasu ilçesinde ilk defa deniz dalgalarından elektrik üretimi denemesi gerçekleştirilmişti, o günün hayali bugün Başkan Güler’in öncülüğünde Ordu’da gerçekleştirildi. Ordu Büyükşehir Belediyesi iştirak şirketi OREN A.Ş. İskoçya merkezli ileri teknoloji firması iş birliğinde gerçekleştirdiği 100 kw kapasiteli lineer jeneratör prototipini Ordu’ya getirdi. Kirazlimanı Yaşam Merkezi kıyısında kurulan platforma yerleştirilen prototip tüm teknik altyapısıyla hazırlandı ve ilk kez devreye alınarak başarılı sonuç verdi. Bu sayede Ordu’da ilk defa dalgadan elektrik üretimi gerçekleştirildi. "Bu sadece bir başlangıç" Konu ile ilgili sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Başkan Güler, "Yıllar önce temellerini Karasu’da attığımız hayal, Ordu’da gerçeğe dönüştü. Bu sadece bir başlangıç. Daha büyük hedeflere doğru ilerliyoruz" dedi. İlk denemesi yapılan ve başarı kazanılan projede hedefler ise büyük. İlerleyen süreçte iyileştirilmeler yapılacak ve sistem bileşenlerinin büyük kısmı yerli üretim ile sağlanacak. Böylelikle teknik altyapısı güçlendirilecek projede deniz dalgasından elektrik üretimi ile ulusal şebekeye satış yapan ilk ülke olunması hedefleniyor.
Ordu’da tarımda yeni dönem
09 Haziran 2025 Pazartesi - 11:00 Ordu’da tarımda yeni dönem Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, Kirazlimanı Yaşam Merkezi’nde hayata geçirdikleri topraksız bitki fabrikası ile topraklı tarıma göre yüzde 98 daha az su kullanıp, kısa sürede fazla verim elde ettiklerini ve merkezin dünyadaki su kıtlığına karşı bir çözüm olduğunu söyledi. Başkan Güler’in kararlı duruşu ile Ordu’nun Altınordu ilçesi Kirazlimanı Mahallesi sınırları içerisinde kumsal alanda bulunan gökdelenlerin yıkılması ile alana inşa edilen Kirazlimanı Yaşam Merkezi gelişmeye devam ediyor. Kütüphaneden parklara vatandaşların yararlanabileceği nice alanların bulunduğu merkezde tarıma da can veriliyor. Bu kapsamda merkezin altında inşa edilen geleceğin tarım modelini temsil eden Bitki Fabrikası’nda topraksız tarım (dikey tarım) ünitesi kuruldu. Bu ünitede toprak kullanılmadan kapalı ve hijyenik bir ortamda üretim yapılıyor. "Daha ekonomik daha teknik ve sıhhi, su tüketimi yüzde 98 daha az" Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler burada yapılan çalışmalar ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Buradaki üretimin Ordu’da yepyeni bir saha oluştuğuna değinen Başkan Güler, "3 gökdelen inşaatının yıkılmasının ardından yapılan yaşam merkezinin altında bulunan bitki fabrikasındayız. Burada topraksız tarım yapıyoruz, diğer adıyla dikey tarım. Burada 4 bin 500 marul üretimi yapıyoruz. Topraklı tarımda 90 günde yapılacak işi biz burada 30 günde yapıyoruz. Bu üretimimiz ile sıfır ilaç ve sıfır gübre ile yüzde 98 daha az su kullanıyoruz. Dünyadaki su kıtlığına karşı bu üretim bir çözüm. Burası Ordu’da yepyeni bir saha oldu. Tarıma verdiğimiz ağırlık, modern gıda yönetimi ile ilgili çalışmalarımızı burada ispat etmiş oluyoruz. Bu yöntem daha ekonomik daha teknik ve aynı zamanda daha sıhhi" dedi. Üretim nasıl yapılıyor? Merkezde toprak kullanılmadan, kapalı ve hijyenik bir ortamda üretim yapılıyor. Açık arazide 90 günde yetişen marul, burada sadece 30 günde hasat ediliyor. Gün sayısı zamanla 15 güne düşürülmesi hedefleniyor. Kapalı sistem üretim sayesinde bitkilere yukarıdan ilaç veya gübre verilmediği için ürünlerde ne pestisit (tarım ilacı) kalıntısı ne de nitrat kalıntısı bulunuyor. Ayrıca bu yöntemle, geleneksel tarıma göre yüzde 98 daha az su kullanılıyor. Bu kuraklık ve su kaynaklarının azalması gibi ciddi risklere karşı önemli bir adım oluşturuyor. Sadece 100 metrekarelik bir alanda yılda yaklaşık 300 bin adet sebze üretilebiliyor ve tüm süreç tam otomasyonlu şekilde işliyor.
Bakan Yumaklı: "Organize Tarım Bölgelerine altyapı inşaatları için güncel fiyatlarla 5,5 milyar TL kredi ve hibe desteği sağladık"
09 Haziran 2025 Pazartesi - 10:57 Bakan Yumaklı: "Organize Tarım Bölgelerine altyapı inşaatları için güncel fiyatlarla 5,5 milyar TL kredi ve hibe desteği sağladık" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Yatırım programında yer alan organize tarım bölgelerine altyapı inşaatları için güncel fiyatlarla 5,5 milyar TL kredi ve hibe desteği sağladık" dedi. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Samsun Bafra ve Zonguldak Çaycuma’da olmak üzere Karadeniz Bölgesi için ilk olan 2 yeni sera Organize Tarım Bölgesi’nde (OTB) üretime başlandığını yaptığı yazılı açıklama ve paylaşılan video ile duyurdu. Yumaklı, sera OTB’lerin hem tarımsal üretimin yapıldığı, hem paketleme ve buna benzer ihtiyaçların yerine getirildiği hem de ürünlerin pazara gönderildiği bir yapıda tasarlandığına dikkati çekerek bu tesislerde aynı zamanda, teknolojinin ve iyi tarım uygulamalarının da en üst seviyede gerçekleştirildiğini vurguladı. Sera OTB’lerde, tarımsal üretimde en önemli girdilerden biri olan enerji ihtiyacının doğal kaynaklardan karşılandığını, üretilen ürünlerin ise işlenip katma değerli ürünlere dönüştürüldüğünü hatırlatan Bakan Yumaklı, şu bilgileri aktardı: "Birer tarımsal üretim üssü olarak planlandığımız, ülkemizin doğal kaynaklarını değerlendirerek tarım ve sanayi entegrasyonunu sağlandığımız sera organize tarım bölgelerini milletimizin hizmetine sunmaya devam ediyoruz. Samsun Bafra ve Zonguldak Çaycuma’da olmak üzere Karadeniz Bölgemiz için ilk olan iki yeni sera OTB’de üretime başlandı. Her iki tesis de Karadeniz Bölgemizin ilk sera OTB’leri olarak ayrı ayrı önem taşıyor. Bafra ve Çaycuma Sera Organize Tarım Bölgelerimiz, öncelikle bulundukları illerin, daha sonra da etraflarındaki yakın illerin yaş meyve, sebze ihtiyacını karşılayarak hem Karadeniz Bölgemizin hem de ülkemizin tarımsal üretimde gücüne güç katacak." "Organize Tarım Bölgelerine altyapı inşaatları için güncel fiyatlarla 5,5 milyar TL kredi ve hibe desteği sağladık" Bakan Yumaklı, 42 ilde 61 adet organize tarım bölgesinin yatırım sürecini hızlandırdıklarını vurgulayarak, "Organize tarım bölgelerini illerimizin tarımsal üretimlerine göre planlıyoruz. Halihazırda 8 bin kişinin istihdam edildiği ülkemiz genelinde faaliyete geçen OTB’lerde toplam 30 bin ton yaş meyve ve sebze üretilmekte, 120 bin de büyükbaş besi hayvanımız bulunmakta. 2002 yılında altyapısı tamamlanan ve faaliyete geçen OTB bulunmaz iken, bugün 14 adet organize tarım bölgesinin altyapı inşaatlarını tamamlayıp, yatırımcıların hizmetine sunduk. Yatırım programında yer alan organize tarım bölgelerine altyapı inşaatları için güncel fiyatlarla 5,5 milyar TL kredi ve hibe desteği sağladık. Bütün bunların yanında, dünyanın en büyük jeotermal sera organize tarım bölgesini Balıkesir ilimizde kuruyoruz. Tüzel kişilik kazandırdığımız tesisin altyapı inşaatlarına inşallah bu yıl içinde başlıyoruz" ifadelerini kullandı. Samsun Bafra Sera Organize Tarım Bölgesi Bin 194 dekarlık alanda faaliyet gösterecek Samsun Bafra Sera Organize Tarım Bölgesi’nin altyapı inşaatları için Tarım ve Orman Bakanlığınca 255 milyon lira kredi ve hibe desteği sağlandı. Tesis, ekonomiye yılda 1,5 milyar lira katkıda bulunurken yüzde 75’i kadın olmak üzere bin 500 kişi istihdam edilecek. Tesiste en küçüğü 25 dekar olmak üzere fide, sebze ve meyve üretiminin gerçekleştirileceği 30 adet sera parseli; bu ürünlerin işleme, paketleme ve depolamasının yapılmasıyla katma değer kazanacağı 3 adet sanayi parseli ile eğitim ve araştırma alanı, biokütle tesisi ve atık yönetim alanı yer alıyor. Bafra Sera Organize Tarım Bölgesi aynı zamanda, modern tarımsal üretim yöntemlerinin uygulandığı, yüksek kalite ve verimlilikte yaş meyve, sebze üretimi yapılan bir tarım üssü olarak hizmet verecek. Tesis, hem Samsun ve çevre illerimizin yaş meyve, sebze ihtiyacını karşılayacak hem de tarımsal arz güvenliğini güçlendirerek yerel ekonomiye önemli katkı sağlayacak. Zonguldak Çaycuma Sera Organize Tarım Bölgesi 524 dekar alanda kurulan Çaycuma Sera OTB’ye Tarım ve Orman Bakanlığınca 200 milyon TL altyapı inşaatları için destek sağlandı. 15 sera ve 3 sanayi parselinden oluşan tesiste yüzde 75’i kadın olmak üzere bin kişi istihdam edilecek. Ülke ekonomisine yılda 750 milyon TL katkı sağlayacak Çaycuma Sera OTB’de yüksek teknoloji, sıfır atık ve sürdürülebilir üretim altyapısı ile fide, sebze, meyve ve süs bitkileri üretimi gerçekleştirilecek. Tesiste üretilen meyve ve sebze gibi ürünler ile Zonguldak ve çevre illerin gıda arz güvenliği sağlanırken ülke ekonomisi de önemli bir gelire kavuşacak.
TİGEM’in meraları papatya tarlasına dönüştü
09 Haziran 2025 Pazartesi - 08:58 TİGEM’in meraları papatya tarlasına dönüştü Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) Karacabay Tarım İşletmesinin meralarında oluşan dönümlerce alanı kaplayan papatya tarlaları görsel şölen sunuyor. Çiftlikat-ı Hümayun adıyla 1300 yılında kurulan yaklaşık 700 yıllık işletme, 1926 yılında Ziraat Vekaletine devredilerek, Karacabey Harası olarak faaliyetlerine devam etti. 1984 yılından itibaren ise TİGEM bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Karacabey Tarım İşletmesinde, 89 bin dekar arazi üzerinde, bitkisel üretim ve hayvancılık faaliyetleri yürütülüyor. Ekilebilir alanı 49 bin dekar ve mera alanı 12 bin 380 dekar olan işletmede, hayvancılık faaliyetlerinde özellikle yem giderleri açısından meralar büyük önem taşıyor. Genellikle 20 bin küçükbaş hayvanın otlatıldığı meraların bir bölümü, mayıs ve haziran aylarında adeta papatya tarlasına dönüşüyor. Dönümlerce alanda kendiliğinden yetişen papatyalar, doğanın kendi eliyle şekillenmiş gibi etkileyici bir güzellik sunuyor. Meralara çıkarılan Karacabey merinosu, kıvırcık ve Türktahirova ırkı koyun ve koçlar da kuzularıyla papatya manzarasında otluyor. Karacabay Tarım İşletmesi Hayvancılık İşleri Müdür Yardımcısı Burak Yanık, işletmede etçi özelliğiyle öne çıkmış, 5 bin ana Karacabey merinosu, bin 800 ana yerli kıvırcık ve bin 800 Türktahirova ırkı olmak üzere 20 bin baş küçükbaş hayvan ile faaliyet yürüttüklerini anlattı. Almanya, Macaristan, Slovakya, Arjantin, Mısır, Şili, Rusya, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Belçika, Brezilya, Fransa, İspanya ve Yunanistan başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde tıbbi ve aromatik bitki olarak geniş alanlarda tarımı yapılan papatya, çok sayıda ülkede genellikle yetiştiricilikle üretilirken Macaristan, Arnavutluk, Bulgaristan, Hırvatistan, Kosova ve Makedonya’da doğadan toplanıyor. Papatya çiçeği için yıllık küresel ticaret hacminin 10 bin ton civarında olduğu tahmin edilirken, genellikle papatya çayı olarak tüketiliyor. Türkiye’de ise hem yetiştiricilik hem de doğadan toplama anlamında ciddi bir üretim potansiyeli bulunmuyor. Günlük birkaç fincan düzenli papatya çayı tüketimi ise uyku sorunlarını giderme, sakinleştirerek stres ve endişeyi azaltmaya iyi geliyor. Öksürük ve boğaz ağrısını dindiren, ishal şikayetlerini azaltmaya yardımcı olan papatya çayı, kalp hastalıkları riski ve kan şekerini düşürüyor.
Deniz hıyarı ve beyaz kum midyesi üretimi arttı
09 Haziran 2025 Pazartesi - 08:53 Deniz hıyarı ve beyaz kum midyesi üretimi arttı Geçen yıl diğer deniz ürünlerinden olan deniz patlıcanında üretim yüzde 438 ve beyaz kum midyesinde ise yüzde 21 artış oldu. TÜİK Balıkesir Bölge Müdürlüğünün 2024 yılına ait su ürünleri üretimine ilişkin yayınladığı istatistiklere göre, su ürünleri üretimi 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 7,6 azalarak 933 bin 194 ton düştü. Üretimin yüzde 31,1’ini avcılık yoluyla elde edilen deniz balıkları, yüzde 3,5’ini avcılık yoluyla elde edilen diğer deniz ürünleri, yüzde 3,6’sını avcılık yoluyla elde edilen iç su ürünleri ve yüzde 61,8’ini yetiştiricilik ürünleri oluşturdu. Deniz ürünleri avcılığı bir önceki yıla göre yüzde 23,3 azalırken, iç su ürünleri avcılığı yüzde 0,2 arttı. Mavi yengeç, mürekkep balığı, karides, deniz patlıcanı (deniz hıyarı), beyaz kum midyesi, ahtapot ve tarak gibi balık dışındaki diğer deniz ürünleri üretimi ise yüzde 3 azalarak 32 bin 394 tona geriledi. Deniz patlıcanı üretimi yüzde 438 artarak bin 220 tona, beyaz kum midyesi ise yüzde 21 yükselerek 16 bin 680 tona çıktı. Mavi yengeç avcılığı da yüzde 223 artışla 4,2 ton oldu. Jumbo karides geçen yıl yüzde 21,3 daha çok yakalandı ve 724 ton oldu. Mavi kırmızı karides ise yüzde 4,8 artışla 347 tona çıktı. Pembe karides geçen yıl yüzde 12,6 daha az yakalandı ve 2 bin 646 tona düştü. Yakalanan kara midye de yüzde 39,3 azalarak bin 534 tona geriledi. Deniz salyangozu da yüzde 29,5 azalmayla 6 bin 961 tona indi.
Ayvalık’ta bayram yoğunluğu yüzde 100 seviyesinde sürüyor
08 Haziran 2025 Pazar - 19:18 Ayvalık’ta bayram yoğunluğu yüzde 100 seviyesinde sürüyor Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde Kurban Bayramı nedeniyle turistik tesislerde doluluk oranı yüzde 100 düzeyinde seyrediyor. Bayram öncesinde rezervasyonların yüzde 80 seviyesinde olduğu Ayvalık’ta, bayramın ikinci günü itibariyle doluluk oranı yüzde 100’e ulaştı. Bayramın üçüncü günü olmasına rağmen yoğunluğun sürdüğü turistik ilçede, bayramın hemen ardından başlayacak olan turizm sezonunda da doluluk oranının yüksek olacağı öğrenildi. Ayvalık’ta turizm sezonunun en yoğun olduğu Temmuz-Ağustos aylarında da turistik tesislerde doluluk oranının yüzde 100 seviyesini yakalayacağı bildirildi. Ayvalık Turizm Alt Yapı Geliştirme ve Hizmet Birliği Genel Sekreteri ve Ayvalık Turizm Derneği Başkanı Ümit Özgültekin, Kurban Bayramı’nın ilk gününde ailelerin bayramlaşması nedeniyle hafif bir durgunluğun yaşandığını ancak bayramın ikinci ve üçüncü gününde ilçe genelindeki turistik tesislerde yüzde 100’lük doluluk oranının yakalandığını söyledi. Bayramın dördüncü gününün ardından doluluk oranında düşüşlerin yaşanabileceğini ve bunun doğal olduğunu belirten Özgültekin, "Ancak bayramın hemen ardından başlayacak turizm sezonu çerçevesinde Haziran ayında yüzde 100’lük doluluk oranını yakaladık. Bu yıl sezondan kesinlikle umutluyuz. Temmuz-Ağustos aylarında yüzde 80’lerle başlayacak olan doluluk oranımız yüzde 100’lere yeniden ulaşacaktır" diye konuştu. Bayram tatili nedeniyle Ayvalık Belediyesi tarafından ilçe merkezindeki tek ana arter olan Atatürk Caddesi’ndeki tek yön uygulaması sayesinde araç trafiğinin bu yıl daha rahat aktığı gözlenirken, bayram yoğunluğu özellikle Cunda Adası ve Sarımsaklı Plajlarında da oluşan kalabalıklarla kendisini göstermeyi sürdürüyor.
Yalova’dan 5 ayda 294 milyon dolarlık ihracat
08 Haziran 2025 Pazar - 15:54 Yalova’dan 5 ayda 294 milyon dolarlık ihracat Yalova’da yılın ilk 5 ayında yapılan ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 57,9 artarak 294 milyon 693 bin dolar oldu. Yalova’da 2025 yılı ihracatı dolu dizgin devam ediyor. 2024 yılının ilk 5 ayında 186 milyon 586 bin dolar ihracat yapılan kentten bu yılın aynı döneminde ise 294 milyon 693 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Yalova’dan ocak ayında 49 milyon 71 bin, şubatta 71 milyon 997 bin, martta 18 milyon 597 bin, nisanda 50 milyon 694 bin dolar ihracat yapıldı. Geçtiğimiz haziran ayında ise yılın en yüksek ihracatı 104 milyon 346 bin dolar ile gerçekleşti. Yalova’da bu yıl ihracatın başını yine geçmiş yıllarda olduğu gibi gemi, yat ve hizmetleri sektörü çekti. Kentteki tersaneler 5 ayda 260 milyon 669 bin dolar ihracat yaptı. Tersaneleri 9 milyon 933 bin dolarlık ihracat ile kimyevi maddeler ve mamulleri sektörü takip etti. Kente en çok ihracat yapılan üçüncü sektör ise 5 milyon 878 bin dolarla madencilik ürünleri oldu. Süs bitkisi üretiminde söz sahibi illerden olan Yalova’da sektör ihracatını geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüze 26,1 artırarak, 3 milyon 880 bin dolara ulaştı. Mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektöründe ise 3 milyon 272 bin dolar ihracat yapıldı. Yalova’dan 1 milyonun üzerinde ihracat yapılan sektörler ise şöyle sıralandı: Makine ve aksamları 2 milyon 264 bin dolar, elektrik ve elektronik 1 milyon 254 bin dolar, demir ve demir dışı metaller 2 milyon 215 bin dolar, iklimlendirme 1 milyon 181 dolar, hazır giyim 1 milyon 292 bin dolar.
OSZAR »