DÜNYA - 29 Haziran 2025 Pazar 17:05 | Son Güncelleme : 29 Haziran 2025 Pazar 17:07

Ukrayna'da F-16 uçağı düştü: 1 ölü

A
A
A

Ukrayna Hava Kuvvetleri tarafından yapılan açıklamada, Ukrayna'ya gönderilen Rus insansız hava araçlarını (İHA) engellemeye çalışan bir F-16 savaş uçağının, son hedefi imha ederken hasar alarak düştüğü ve pilotun hayatını kaybettiği bildirildi.

Rusya, gece boyunca Ukrayna geneline toplamda 477 insansız hava aracı (İHA) ve çeşitli tiplerde 60 füze fırlattı. Ukrayna kuvvetleri, 211 İHA'nın ve 38 füzenin imha edildiğini açıkladı. Ukrayna semalarında Rus İHA ve füzelerini etkisiz hale getirmek için yoğun operasyonlar düzenlenirken, ordudan bir kaza haberi geldi. Ukrayna Hava Kuvvetleri tarafından yapılan açıklamada, Ukrayna'ya gönderilen Rus insansız hava araçlarını (İHA) engellemeye çalışan bir F-16 savaş uçağının, son hedefi imha ederken hasar alarak düştüğü ve pilotun hayatını kaybettiği bildirildi. Açıklamada pilotun hasarlı uçağı yerleşim yerinden uzağa sürdüğü, ancak düşmeden önce fırlatma koltuğunu kullanacak zamanının kalmadığı aktarıldı. Ukrayna Hava Kuvvetleri'nden, "Pilot, tüm uçak silahlarını kullandı ve 7 hava hedefini vurdu. Son hedefi düşürürken uçağı hasar aldı ve irtifa kaybetmeye başladı" açıklaması yapıldı.

Aileler sığınak olarak metro istasyonlarına sığındı

Başkent Kiev'de hava saldırısı sirenlerinin çalmasının ardından aileler sığınak olarak metro istasyonlarına sığındı. Lviv, Poltava, Mikolayiv, Dnipropetrovsk, Cherkasy ve Ivano-Frankivsk bölgelerinde de patlama sesleri duyuldu. Lviv Bölge Valisi Maksym Kozytskyi, saldırının kritik altyapıyı hedef aldığını söyledi.

"Rusya'nın geçen hafta içinde yaklaşık 114 füze, bin 270 İHA ve bin 100 planör bomba fırlattı"

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Rusya'nın gece boyunca düzenlediği saldırılarında 12 kişinin yaralandığını ve evlerin ve altyapının hasar gördüğünü belirtti. Zelenskiy, "Moskova, büyük çaplı saldırılar gerçekleştirme kapasitesi olduğu sürece durmayacak" dedi. Ukrayna Devlet Başkanı, Rusya'nın sadece geçen hafta içinde yaklaşık 114 füze, bin 270 İHA ve bin 100 bomba fırlattığını aktardı.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Josip Vukovic’ten Kocaelispor camiasına duygusal veda Kocaelispor’da sözleşmesi biten Josip Vukovic ile yollar ayrıldı. Vukovic, veda mesajında, Kocaelispor taraftarının takımlarını sadece desteklemediğini, kulüp için yaşadığını söyledi. Süper Lig için yeni sezon hazırlıklarını bugün Topuk Yaylası’nda başladığı kampla sürdüren Kocaelispor’da sözleşmesi sona eren Josip Vukovic ile yollar ayrıldı. Duygusal bir veda paylaşımı yapan Vukovic, mesajında, "Bu kelimeleri yazmak kolay değil. Çünkü çok özel bir bölüm sona erdi. Yeşil-siyah forma altında geçirdiğim bu iki yıl; sadece futbol kariyerimin bir parçası değil, aynı zamanda bir insan olarak beni de şekillendirdi. İlk günden itibaren burada sadece futbol oynanmadığını hissettim. Burada kalple oynanıyor. Taraftar sadece desteklemiyor, bu kulüp için yaşıyor. Bu yüzden bu formayı giymek, bu şehir için savaşmak ve her galibiyeti sonuncusu gibi kutlamak benim için büyük bir onurdu. İlk golümü, dolu tribünleri, son dakikalarda kazanılan maçları, Süper Lig’e dönüşü Hiçbirini unutmayacağım. Gözyaşları, tezahüratlar, şehir ayakta Bunlar asla unutulmaz. Beni kendi ailenizden biri gibi kabul ettiniz. Bunun için sonsuz minnettarım. Takım arkadaşlarıma teşekkür ederim; gerçek kardeşler. Aynı soyunma odasını paylaştığımız, zaferleri ve yenilgileri birlikte yaşadığımız herkese; antrenörlere, personele ve bu yolculukta bizimle olan herkese teşekkür ederim" ifadelerini kullandı. Ama en çok da Kocaelispor taraftarına; bana inandığınız, desteklediğiniz ve her zaman arkamda durduğunuz için. Nereye gidersem gideyim, sizi kalbimde taşıyacağım. Ve unutmayın bu bir veda değil. Tekrar görüşmek üzere. Sevgi ve saygılarımla" ifadelerine yer verdi. Kocaelispor formasını 55 kez sırtına geçiren başarılı futbolcu, 3 gol, 5 asistlik performans sergiledi.
İstanbul Sarıyer’de denize giren 2 genci arama çalışmaları sürüyor Sarıyer’de bulunan Kısırkaya Plajı’nda denize giren ve kaybolan 2 genci arama çalışmaları 2’nci günde de devam ediyor. Gençlerin ailelerinin bekleyişi sürüyor. Sarıyer Kısırkaya Plajı’nda dün sabah saat 08.00 sıralarında yasak olmasına rağmen denize giren Sedat Yağız (22) ve Enes Açıkça (18) bir süre sonra dalgaların arasında kaybolmuştu. İhbar üzerine başlatılan arama kurtarma çalışmaları 2’nci günde de devam ediyor. Jandarma, sahil güvenlik, AFAD, Kısırkaya Plajı can kurtaran ekipleri ve helikopter destekli arama kurtarma çalışmalarına devam etti. "Kısırkaya Plajı Türkiye’nin en tehlikeli yeri" Kısırkaya Plajı’nda denize girip kaybolan Enes Açıkça’nın akrabası İrfan Akyıldız, "Ben uluslararası gemilerde 18 sene güverte reisliği yaptım. 2003 yılında Ukrayna Odessa Limanı’ndan kalkıp Kısırkaya köyüne hava şartlarından dolayı demir attık. Türkiye’nin en tehlikeli yeri burası. Ayrıca burada kum gemileri denizden kum çekiyor. Bu sebeple de buralarda kum kuyuları açılıyor. İnsanların boğulma nedeni bu. Anlatmak isteğim, burası çok tehlikeli bir yer. Gençler buraya gelip denize giriyor. Yetkililerin buraya girişi kapatması gerekiyor. Buranın güvenliğinin sağlaması gerekiyor. Sabah Kısırkaya köyüne gelip denize girmişler ondan sonra gören olmamış. Ailesinin buraya denize girmeye geldiğinden haberi vardı" dedi. "İnşallah bulunurlar, cesetleri bile yeter bize" Enes Açıkça’nın diğer bir akrabası Abdullah Açıkça ise, "Enes Açıkça benim yeğenim. Ailelerine haber verip buraya gelmişler. Ben ilk defa buraya geliyorum. Deniz çok dalgalıydı. 21 saat oldu bekliyoruz. Arama kurtarma çalışmaları hala devam ediyor. Helikopter de geldi. Söyleyecek bir şeyim kalmadı. İnşallah bulunursa cesedi yeter bize. Annesi, babası ve tüm akrabaları merak ediyor" diye konuştu. "Uzak taraflara kimse gitmiyor" Sedat Yağız’ın amcası olan Celalettin Yağız ise, "Baksanıza sahil bomboş. Yeteri kadar eleman gönderilmiyor. Aramalar hep tek bölgeye odaklanmış durumda. Diğer taraflara bakan yok. Uzak taraflara kimse gitmiyor. Dün saat 10.00’dan beri arama çalışmaları devam ediyor. Bizim tek isteğimiz bir talebimiz daha fazla arama kurtarma ekibinin gönderilmesi. Ne kadar çok insan ararsa o kadar hızlı bulunacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
İzmir Çimentaş, EPD belgesi ile sürdürülebilirlik taahhüdünü güçlendiriyor Türkiye’nin köklü sanayi kuruluşlarından Çimentaş, sürdürülebilir üretim alanındaki çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek, çimentosu için uluslararası geçerliliğe sahip Environmental Product Declaration (EPD) belgesini almaya hak kazandı. EPD belgesi, ürünün yaşam döngüsü boyunca -hammadde temininden üretim ve kullanım aşamasına kadar- çevresel etkilerinin bilimsel, şeffaf ve bağımsız bir şekilde belgelendiği uluslararası bir sertifikasyon sistemi olarak öne çıkıyor. Bu önemli adım, Çimentaş’ın çevre odaklı üretim anlayışının ve sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığının somut bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Çimentaş Teknik Operasyonlar Direktörü Gürol Özer, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Çimentaş olarak üretim süreçlerimizi sürekli geliştirirken, çevresel etkilerimizi azaltmak öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. EPD belgesi, bu alandaki şeffaflık ve hesap verebilirlik yaklaşımımızın bir yansıması. Sadece ürün kalitesini değil, aynı zamanda çevresel performansımızı da ölçümlüyor ve belgeliyor olmaktan gurur duyuyoruz. Sürdürülebilirlik yolculuğumuzda çevreyle uyumlu üretim anlayışımızı operasyonel mükemmeliyetle buluşturmayı sürdüreceğiz" dedi. Çimentaş Çevre Müdürü Selin Ayan ise, "EPD belgesi, sadece ürünümüzün kalitesini değil, aynı zamanda çevresel performansımızı da uluslararası standartlarda tescillememizi sağlıyor. Karbon ayak izimizi azaltmak için yaptığımız çalışmalar hız kesmeden devam edecek. Daha yeşil ve daha yaşanabilir bir gelecek için kaliteyle çevre duyarlılığını birlikte sunmayı sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı. Çimentaş, karbon ayak izini azaltma hedefi doğrultusunda yenilikçi uygulamaları hayata geçirirken kaynak verimliliği, enerji yönetimi ve doğa dostu üretim teknolojileriyle sektöre öncülük etmeye devam ediyor.
Bartın Koruyucu anneler ile bebeklerinin benzerliği dikkat çekti Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 30 Haziran’da kutlanmasına karar verdiği Koruyucu Aile Günü’nde bir araya gelen aileler, evlat edindikleri çocuklar ile ilgili konuştu. Annelerin evlat edindikleri bebeklerle olan benzerliği dikkat çekti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na yaptıkları başvurmalarının ardından koruyucu aile olma şansı yakalayan aileler, yaşadıkları süreci anlattı. Özlem Karagül, evlat edindiği Asel bebek ile, Özgün Çelikdüğen koruyucu ailesi olduğu İsmail bebek ile, Nurşen Aytekin ise bir bekleyişin ardından evlat edindiği Kiraz bebek ile tanışma hikayelerini anlattı. Evlat edindikleri bebekler ile fiziksel benzerlikleri ile dikkat çeken anneler, zaman geçtikçe birbirlerine benzediklerini fark ettiklerini ve bunu tanıştıkları insanlardan da duyduklarını belirtti. Evlat edindiği Asel bebek ile benzerliği ile dikkat çeken ve daha önce başvuruda bulunmadığı için üzülen Özlem Karagül, deprem zamanında başvuru yaptıklarını fakat o dönemlerde bir sonuç alamadıklarını söyledi. "Deprem döneminin bir sene sonrasında yeniden başvuru yaptık çok şükür nasip oldu. 2 ay bekledik beklemedik. Hemen nasip oldu. Bize geldiğinde 2 aylık idi. Bu temmuzda yaşını dolduruyor. Elhamdülillah" dedi. Koruyucu ailesi oldukları Asel bebeği ilk gördüğü anı anlatan Karagül, "Gördüğümüzde zaten bizi bekliyor dedik. Biz aşık olduk gördüğümüzde" ifadelerini kullandı. 6 Şubat depremlerinin ardından ailesini afette kaybeden çocuklara umut olabilmek için koruyucu aile programına başvuran Gülşen Çelikdüğen ise, "Geçen yıl başvurumuz alındı. İşlerimiz başladı. Çok beklemeden oğluşumuz geldi. Hayatımız oldu, neşemiz oldu" dedi. Çelikdüğen aynı zamanda ikinci bir çocuğa aile olmak istediğini söyleyerek bu duygunun tarif edilemez olduğunu söyledi. Evliliklerinin 18 senesinin ardından Kiraz bebeği kucağına alan Nurşen Aytekin ise bu evlat sevgisiyle beraber gerçek aşkı bulduğunu söyledi. Aytekin, "18 sene bekleme sürecimiz vardı. Tedavilerle olmadı. İlk önce evlat edinmeye başvurmuştuk. Süre uzadığı için koruyucu aileye başvurduk. Sürecimiz devam erken bir gün telefon geldi. Hevesle açtık. Ondan sonra kızımızı gördük. Buradakilerin dediği gibi ilk görüşte aşkı ben bunda tattım" ifadelerini kullandı. Koruyucu aileler bu duyguyu herkesin yaşamasını istediklerini söyleyerek bebeklerini tarif edilemez bir duyguyla sevdiklerini söyledi. Aileler bu duyguyu herkesin tatması gerektiğinin de altını çizdi.
OSZAR »