SAĞLIK - 29 Haziran 2025 Pazar 10:00

Aşırı terlemeye bağlı sıvı kaybı, kalp krizine yol açıyor

A
A
A
Aşırı terlemeye bağlı sıvı kaybı, kalp krizine yol açıyor

Yaz mevsiminin etkisini artırmasıyla birlikte, hava sıcaklıkları ülke genelinde normalin üzerine çıktı. Uzmanlar, aşırı sıcakların terlemeyle birlikte vücutta sıvı kaybına yol açarak kalp krizi riskini artırabileceğini belirtiyor.


Yaz aylarının gelmesiyle birlikte ülke genelinde hava sıcaklıkları etkisini artırarak mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor. Kavurucu sıcakların, kalp hastalarının yanı sıra böbrek yetmezliği, solunum rahatsızlığı ve obezite gibi kronik hastalıklara sahip bireyler için de ciddi sağlık riskleri oluşturduğu belirtiliyor. Artan sıcaklıklarla birlikte vücutta terleme yoluyla meydana gelen aşırı sıvı kaybı, kalp krizini tetikleyebildiğini belirten Medicana International İzmir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. İstemihan Tengiz, "Aşırı sıcak, sağlıklı bireylerde bile bazı mekanizmalarla sağlığı olumsuz etkileyebilir. Terleme yoluyla oluşan sıvı kaybı, vücutta sodyum ve potasyum gibi elektrolit dengesizliklerine yol açabilir. Bu durum, kanın yoğunlaşmasına ve dolayısıyla pıhtılaşmaya meyil oluşturur. Özellikle hipertansiyon veya kalp yetmezliği olan bireylerde, kullanılan idrar söktürücü ilaçlar da tabloyu ağırlaştırabilir. Bu yüzden hem sağlıklı kişilerde hem de kronik hastalığı olan bireylerde aşırı sıcağa maruz kalmamak büyük önem taşır. Sıcaklığın en yüksek olduğu 11.00-16.00 saatleri arasında güneşten uzak durmak ve mutlaka yeterli sıvı tüketmek gereklidir" dedi.



Gençler de tehlike altında


Son yıllarda kalp ve damar hastalıklarının genç yaş grubunda da artış göstermeye başladığına değinen Tengiz, "Covid enfeksiyonu ve bazı durumlarda aşılar, pıhtılaşma eğilimini artırabiliyor. Ancak esas neden, sağlıksız yaşam tarzının giderek yaygınlaşmasıdır. Hareketsizlik, obezite, kolesterol açısından zengin beslenme, sigara kullanımı bu riskleri tetikliyor. Özellikle yaz aylarında gençlerin plajlarda ya da sıcak ortamlarda aşırı alkol ve enerji içeceği tüketmesi, sıvı kaybını hızlandırarak kalp sağlığı açısından ciddi tehlikeler doğurabilir. Genç yaşlardan itibaren sağlıklı, dengeli ve kolesterolden fakir bir diyet, sigarasız yaşam ve düzenli egzersiz alışkanlığı kazandırılmalıdır" ifadelerini kullandı.



Aspirin kanı sulandırıyor


Kalıtsal kalp hastalıkları olan genç bireylerde sıcakla birlikte gelen stres, sıvı kaybı ve aşırı fiziksel aktivite kalp krizine neden olabileceğini söyleyen Tengiz, cümlelerini şu şekilde noktaladı:


"Özellikle spor yapılacaksa, sıcak olmayan saatlerde ve bol sıvı alımıyla yapılması önemlidir. Kalp krizi belirtileri arasında göğüste baskı, ağrı ve soğuk terleme yer alır. Böyle bir durumda hastanın rahat bir pozisyona alınması ve eğer mümkünse 300 mg aspirin çiğnetilerek kanın akışkanlığının artırılması faydalı olabilir. Ancak en önemli adım, hiç vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna ulaşmaktır."



Aşırı terlemeye bağlı sıvı kaybı, kalp krizine yol açıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’da göçmen kaçakçılığı operasyonu: 7 yabancı uyruklu şahıs ve organizatör yakalandı Bursa’da polis ekipleri, yasa dışı yollarla yabancı uyruklu şahısları taşıyan organizatöre yönelik operasyon düzenledi. Şanlıurfa, Gaziantep ve Mersin’den Bursa’ya ücret karşılığında yolcu taşıdığı belirlenen sürücü, Kestel ilçesinde kıskıvrak yakalandı. Araçta 7’si yabancı uyruklu toplam 8 kişi bulundu. Bursa Emniyet Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü ekipleri, göçmen kaçakçılığını önlemeye yönelik yürüttüğü çalışmalar çerçevesinde, 27 plakalı bir aracın Şanlıurfa, Gaziantep ve Mersin illerinden yabancı uyruklu şahısları para karşılığı Bursa’ya getirdiğini tespit etti. Saat 06.30 sıralarında Kestel - Ankara Caddesi üzerinde durdurulan araçta yapılan kontrolde, sürücü A.T. ile birlikte 7 yabancı uyruklu şahıs bulundu. Yapılan incelemede, şahıslardan 2’sinin kimliksiz ve yasal kalış hakkı bulunmadığı, diğer 5 şahsın ise geçici koruma kimlik belgelerinin farklı illere (Şanlıurfa, Gaziantep ve Kayseri) kayıtlı olduğu belirlendi. Göçmenlerle yapılan görüşmelerde, şahısların Bursa’ya gelebilmek için kişi başı toplamda 7 bin lira ödeme yaptığı öğrenildi. Kimliksiz şahıslar, alınan ifadelerinin ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne teslim edildi. Öte yandan, suçta kullanılan aracın kiralık olduğu öğrenilirken, korsan taşımacılık yaptığı gerekçesiyle 46 bin 392 TL para cezası kesildi. Araç 60 gün süreyle trafikten men edilerek yediemin otoparkına çekildi. Gözaltına alınan A.T. hakkında ise adli işlemlerin sürdüğü bildirildi.
İstanbul Kızı ve damadıyla ortak aldıkları evden atılan yaşlı çift, günlerini cami avlusunda geçiriyor Pendik’te kızı ve damadıyla birlikte aldıkları evde yaşayan yaşlı çift, aralarında yaşanan anlaşmazlık sonrası evden çıkartıldıklarını iddia etti. Şimdi günlerini cami avlusunda geçiren yaşlı çift, geceleri uyumak için oğullarının evine gidiyor. Pendik Gözdağı Mahallesi’nde, yıllar önce kızı ve damadıyla birlikte aldıkları evde yaşayan Aysel ve Sadık Toprak çifti, anlaşmazlık sonucu zor günler yaşamaya başladı. Anne Aysel Toprak, kızının "bu evi annem için alıyorum" diyerek aldığı eve güvendiklerini ve evin borçlarını birlikte ödeyip destek verdiklerini söyledi. İddiaya göre, evin borcunun bitmesinin ardından kızlarının ’evden çıkın’ baskısıyla neye uğradıklarını şaşıran Toprak çifti, parasını ödedikleri evden zorla çıkartıldı. Evsiz kalmalarıyla birlikte günlerini cami avlusunda geçirmeye başlayan Aysel ve Sadık Toprak, akşamları oğullarının evine yalnızca uyumak için gidiyor. Yaşadıkları zorlu mücadeleyi anlatan yaşlı çift, kendi evlerine kavuşabilmek için uzanacak bir yardım eli bekliyor. "Biz fedakârlık ettik ama borç biter bitmez bize ‘çıkın’ demeye başladılar" Açıklamalarda bulunan Aysel Toprak, "21 senedir Gözdağı’nda oturuyorduk. Kızım ve eşi de bir ev almak istiyorlardı. Onlara bu evi ben gösterdim, ’Bakın buranın havası da çok güzel’ diyerek özellikle ben söyledim. ’Buradan ev alın, biz de size yardımcı oluruz’ dedim. Bu süreçte hep ’annem için alıyorum, bu ev annem için’ dedi. 4 sene önce kızımın kocası felç oldu, tabii bu arada evin borcu da bitmişti. O zaman köydeki arsayı sattık, bankanın bir taksidini onlar, bir taksidini biz ödedik. 132 bin liraya alınan evin borcunu birlikte bitirdik. Hatta damat felç olunca kaç yıl eşim baktı ona. Biz fedakârlık ettik ama borç biter bitmez bize ‘çıkın’ demeye başladılar. Bu kadar güvendiğimiz evladımız bize böyle yaptı. Dedim ki, ’Bari bizim paramızı verin biz onunla kendimize iyi kötü bir ev alalım.’ Tabii inkar ettiler, vermediler, ’Siz de içinde durdunuz’ deyip bizi mahkemeye ve hacze verdi. En son ’Defolun gidin evimden çıkın, sizi istemiyorum’ dedi, biz de mecbur oğlumuzun evine geldik ama burada da huzurumuz yok. Çok zor, Allah kimseye yaşatmasın. Ben kızımdan hiç böyle bir şey ummazdım. Bacağımda platin var, çok şiddetli ağrı çekiyorum. Akşama kadar buradayız, günlerimizi çok zor geçiriyoruz. Eşim 14 bin 500 TL maaş alıyor, onunla da ev tutamıyoruz" diyerek yaşadıklarını gözyaşlarıyla anlattı. "Oğlumuzun evinde bir bardak suyu bile çekinerek alıyoruz" Kızlarına ev almak için sattıkları arsanın değerinin bugün çok daha yüksek olduğunu söyleyen ve yaşadıkları mağduriyeti dile getiren baba Sadık Toprak ise, "Çok sıkıntı çekiyoruz, çocuklar bizi evden çıkarttı. İnsanın kendi evladından böyle bir şey görmesi çok zormuş. O dönemde 132 bin liraya alınan evin 60 bin lirasını biz ödedik. Tabii onlar adına ödediğimiz için şimdi bir şey de yapamıyoruz. O zamanlar köydeki arsayı 10 bin liraya satmıştım, şu anda 700-800 bin lira istiyorlar 600 metrekare yere. Baştan her şey iyiydi, şimdi tersine döndü. Hiçbir şeyi kabul etmiyorlar, zaten bizi de kabul etmiyorlar. Mahkemeden sonra da bizi tehdit ettiler. Ramazan ayında, oruçluyken 2-3 gün içinde çıkmak zorunda kaldık. Şimdi oğlumun evinde kalıyoruz ama kendi evimiz gibi değil. Her şeye karışıyorlar. Bir bardak suyu bile çekinerek alıyoruz" ifadelerini kullandı. "Tek umudumuz iyi insanların vicdanı" Gün içinde bütün zamanlarını cami avlusunda geçiren, burada namazlarını kılan ve akşama kadar camide oturan Aysel ve Sadık Toprak, akşamları yalnızca uyumak için oğullarının evine gidiyor. Şu anda Tuzla Yayla Mahallesi’nde oğullarının evinde zor şartlar altında yaşamaya devam eden Toprak çifti, hayırseverlerden kendilerine uygun bir ev konusunda destek beklediklerini ifade etti. Sadık Toprak, "Allah rızası için, başımızı sokacak bir yer olsun. Biz yıllarca evlat diye güvendik ama şimdi dışlandık. Tek umudumuz iyi insanların vicdanı" diye konuştu. İddiaların hedefindeki yaşlı çiftin kızı ise konuyla ilgili açıklama yapmak istemedi.
İstanbul "Çocuğunuz sık hastalanıyorsa bağışıklık sistemi güçsüz olabilir" Çocuklarda sık hastalanma durumunun genellikle düşük bağışıklık nedeniyle olabileceğini belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Dinçer Çelik, "Bir çocuğun sık hastalanmasının ardında birçok neden olabilir, ancak en yaygın nedenlerden biri bağışıklık sisteminin yeterince güçlü olmamasıdır. Yüksek şeker ve trans yağ içerikleri, bağışıklık hücrelerinin çalışmasını engeller" dedi. Medical Park Ataşehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Dinçer Çelik, çocuklarda bağışıklık güçlendirmenin yolları hakkında açıklamalarda bulundu. Çocuklarda sık hastalanma durumunun düşük bağışıklık nedeniyle olabileceğini söyleyen Uzm. Dr. Çelik, "Bir çocuğun sık hastalanmasının ardında birçok neden olabilir, ancak en yaygın nedenlerden biri bağışıklık sisteminin yeterince güçlü olmamasıdır. Ancak tek başına bu da yeterli bir açıklama olmayabilir. Çocukların yaşına, çevresel faktörlere, beslenme düzenine, uyku kalitesine ve maruz kaldıkları mikroplara göre de hastalanma sıklıkları değişkenlik gösterir" diye konuştu. "Bağışıklık sistemi, vücudu zararlı mikroorganizmalardan korur" Çocuklarda bağışıklığın öneminden bahseden Uzm. Dr. Çelik, "Bağışıklık sistemi, vücudu bakteri, virüs, mantar ve parazit gibi zararlı mikroorganizmalardan korur. Çocukluk çağında bu sistem henüz tam olgunlaşmadığı için enfeksiyonlara daha açık olabilir. Güçlü bir bağışıklık sistemi, hastalıklardan korunmada, hastalıkların daha hafif atlatılmasında ve iyileşmenin hızlanmasında kritik rol oynar" şeklinde konuştu. "Okul çağındaki çocuklarda dikkat edilmesi gerekenler" Uzm. Dr. Çelik, okul çağındaki çocuklarda bağışıklığın güçlenmesi için şu önerilerde bulundu: "Düzenli ve dengeli beslenme, yeterli uyku (ilkokul çağında 9-11 saat), bol su tüketimi, fiziksel aktivite (günlük en az 1 saat), hijyen eğitimi (el yıkama alışkanlığı), kalabalık ortamlarda hasta bireylerden uzak durma ve aşılama takviminin eksiksiz olması." "Bağışıklığı artıran öneriler" Uzm. Dr. Çelik, bağışıklığı güçlendiren bazı önerilerini şu şekilde sıraladı: "C vitamini içeren besinler; turunçgiller, çilek, kivi, biber. D vitamini kaynakları; yumurta, balık, güneş ışığı. Probiyotikler; yoğurt, turşu (ev yapımı). Antioksidan zengini besinler; yaban mersini, ceviz, zeytinyağı.Protein kaynakları; yumurta, kırmızı et, tavuk, baklagiller. Çinko içeren gıdalar; kabak çekirdeği, kırmızı et, mercimek, deniz kabukluları." Uzm. Dr. Çelik, bağışıklığa iyi gelen bazı vitaminleri şöyle açıkladı: "C vitamini; antioksidan etkisiyle bağışıklığı güçlendirir. D vitamini; eksikliği enfeksiyonlara açık hale getirir. A vitamini; mukoza sağlığı için önemlidir. E vitamini; serbest radikalleri temizler. Çinko ve selenyum; bağışıklık hücrelerinin aktivitesini artırır." Uzm. Dr. Çelik, "Bu vitaminlerin kullanımı mutlaka doktor önerisiyle olmalıdır. Fazlası zararlı olabilir" dedi. "Uzak durulması gereken besinler" Uzak durulması gereken besinlere değinen Uzm. Dr. Çelik, " Şekerli yiyecek ve içecekler (bağışıklık hücrelerini baskılar), aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdalar, gazlı içecekler, hazır paketli atıştırmalıklar, aşırı fast food tüketimi bağışıklık sistemini olumsuz etkiler" şeklinde konuştu. "Halk arasında doğru bilinen yanlışlar" Halk arasında yaygın tercih edilen, dikkat edilmesi gereken uygulamalardan bahseden Uzm. Dr. Çelik, "Sarımsak yedirme zorunluluğuna özellikle dikkat edilmelidir. Faydalı olabilir ama çocuğun yaşına, mide yapısına dikkat edilmelidir. Balı 1 yaş altına vermek olumsuz sonuçlara neden olabilir. Botulizm riski taşır, kesinlikle verilmemelidir. Bitki çaylarının aşırı ve rastgele verilmesi risklidir. Bazı otlar toksik olabilir veya ilaçlarla etkileşime girebilir" açıklamasında bulundu. "5-10 yaş arasındaki çocuklar için 1-1.5 litre su tüketimi idealdir" Su tüketimin de önemini vurgulayan Uzm. Dr. Çelik, "Su, toksinlerin atılması, hücrelerin düzgün çalışması ve mukozaların nemli kalması için elzemdir. Günlük su ihtiyacı yaşa, kiloya ve fiziksel aktiviteye göre değişir ama ortalama 5-10 yaş arasındaki çocuklar için 1-1.5 litre idealdir" diye konuştu. "Yüksek şeker ve trans yağ içerikleri, bağışıklık hücrelerinin çalışmasını engeller" Fast food ve abur cubur tüketiminin etkilerinden bahseden Uzm. Dr. Çelik, "Yüksek şeker ve trans yağ içerikleri, bağışıklık hücrelerinin çalışmasını engeller. Lif ve vitamin eksikliği, bağırsak sağlığını (dolayısıyla bağışıklığı) bozar. Obezite riski, bağışıklık sistemi üzerinde baskı oluşturur. İnflamasyonu (iltihabı) artırır, bu da vücudu enfeksiyonlara açık hale getirir" ifadelerini kullandı.
OSZAR »