ASAYİŞ - 02 Temmuz 2025 Çarşamba 13:12

Leman Dergisi’ne Mali soruşturma başlatıldı

A
A
A
Leman Dergisi’ne Mali soruşturma başlatıldı

Leman Dergisi’nde yer alan Hz. Muhammed ve Hz. Musa’nın karikatürize edilmiş görsellerinin bulunduğu karikatürün yayımlanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, şüphelilerin herhangi bir mali destek alıp almadıklarının tespit edilmesine yönelik Mali soruşturma başlatıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Leman Dergisi’nin 26 Haziran tarihinde Hz. Muhammed ve Hz. Musa’nın karikatürize edilmiş görsellerinin bulunduğu karikatürü yayımlamasına ilişkin ’halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçundan başlatılan soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında hakkında gözaltı kararı verilen şüpheli müessese müdürü Ali Yavuz, yazı işleri müdürü Aslan Özdemir, grafiker Cebrail Okçu, eser sahibi Doğan Pehlivan, imtiyaz sahibi ve genel yayın yönetmeni Mehmet Tuncay Akgün, yazı işleri müdürü Zafer Aknar ile yayımcı şirket tüzel kişisi ile şirketin yetkilisi Mehmet Çağçağ ve bu şirketle bağlantılı olduğu öne sürülen ’Leman Kültür’ isimli şirketin yetkilisi Kemal Şentürk’ün yurt içi veya yurt dışından ya da yabancı kuruluşlardan eylemin gerçekleştirilmesine yönelik mali destek alıp almadıklarının tespit edilmesi için adı geçen şirketler ve şahıslar hakkında Mali soruşturma da başlatıldı.

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Çorum’daki cinayette 3 tutuklama Çorum’da 4 gündür kayıp olarak aranan şahsın cesedinin bıçaklanmış vaziyette gömülü olarak bulunmasıyla ilgili gözaltına alınan 3 şüpheli tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, 1 Temmuz’da evinden ayrıldıktan sonra dönmeyen Yücel Kolçak’ın (36) ailesi 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak ihbarda bulundu. İhbar üzerine Kolçak’ın alacak meselesi sebebiyle aracıyla Seydim köyüne gittiği tespit edildi. Polis ile AFAD ekipleri tarafından Seydim köyündeki baraj çevresinde arama çalışması başlatıldı. Yapılan arama çalışmaları sürerken, Çorum İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, Kolçak’ın alacaklı olduğu Muhammet K. (29) ile arkadaşları M.Y. (23) ve H.İ.B.’yi (29) gözaltına aldı. Gözaltına alınan şüphelilerden Muhammet K., sorgusunda tartıştığı Kolçak’ı Seydim Barajı’nda araç içinde bıçakla öldürüp cesedi farklı bir yere taşıyarak gömdüğünü, alacak konusu olan 105 bin lirayı yaktığını itiraf etti. İtirafın ardından Kolçak’ın aracı ormanlık alanda, cesedi ise gömüldüğü alanda bulundu. Kolçak’ın cesedi otopsi incelemesi için morga kaldırılırken, şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin sürdüğü öğrenildi. Gözaltındaki şüpheliler Muhammet K., M.Y. ve H.İ.B. emniyetteki işlemlerinin ardından Çorum Adliyesi’ne sevk edildi. Hakim karşısına çıkartılan 3 şüpheli tutuklandı.
Eskişehir Lefkoşa’da Anadolu Üniversitesi’nin mezuniyet töreni düzenlendi Anadolu Üniversitesi, bu yıl da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) mezunlarının mezuniyet coşkusuna ortak oldu. Türkiye’nin dünyada "Global Kampüs" olma görünümünü kararlılıkla sürdüren Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sistemi, 1982 yılından bu yana milyonlarca öğrenciye eğitim imkânı sunuyor. Soydaşlara sınırları aşan bir anlayışla eğitim fırsatı sunan Anadolu Üniversitesi, bu yıl da KKTC’deki öğrencilerinin mezuniyet coşkusuna ortak oldu. Mezuniyet töreninde konuşmasına öğrencileri tebrik ederek başlayan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, duyduğu memnuniyeti ve gururu belirtti. Cumhurbaşkanı Tatar, "Eğitim, yaşı ne olursa olsun, konusu ne olursa olsun insanı geliştiren, kültürle besleyen, yaşamı daha nitelikli ve anlamlı kılan bir değerdir. Elbette ki bu süreç fedakârlık gerektirir. Zamanınızdan, konforunuzdan, hatta eğlencenizden ödün vererek gösterdiğiniz bu çaba, aslında geleceğe yapılmış en büyük yatırımdır. Eğitime yapılan yatırım; bireye, aileye, ülkeye ve gelecek nesillere yapılan bir yatırımdır. Bu nedenle özellikle belli bir yaşın üstünde olup bugün burada mezuniyet sevincini yaşayan sizleri ayrıca takdir ediyor ve devletimiz adına teşekkür ediyorum. Uzun yıllardır ülkemizde hizmet veren Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesinin geldiği nokta gerçekten gurur vericidir. Teknolojinin ve iletişimin bu denli geliştiği bir çağda, dünyanın dört bir yanında 53 farklı ülkede milyonlarca öğrenciye ulaşan bu sistem, eğitimde evrensel bir başarı örneğidir. Eskişehir’deki merkezi ziyaretimde bu yapıyı yakından görme fırsatım oldu. Modern altyapısı, dijital imkanları ve yenilikçi vizyonuyla Anadolu Üniversitesi’nin bu alandaki liderliğini takdir ettim. Bugün sizler de yalnızca bir diplomaya değil, aynı zamanda bu küresel yapının parçası olmanın onuruna da sahip oluyorsunuz. Mezuniyetinizin ardından öğrendiklerinizle sadece bireysel kariyerinize değil, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gelişimine, gücüne ve uluslararası vizyonuna da katkı sağlayacağınıza inancım tamdır. Bu vesileyle Anadolu Üniversitesi’nin kurucularına, akademisyenlerine, iletişim uzmanlarına ve tüm emeği geçenlere devletim ve milletim adına teşekkür ediyor; hepinize yürekten başarılar diliyorum" dedi. "Anadolu Üniversitesi’nin kapısı bilginin gücünden faydalanmak isteyen herkese açık" Açıköğretim sisteminin diğer üniversitelerden önemli bir farkı olduğunun altını çizerek konuşmasına başlayan Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Köksal Büyük ise, bu farkın öğrencilerin ailenin bir üyesi gibi görülmesi olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Büyük, şöyle devam etti: "Açıköğretim öğrencileri her yaştan, her yaşam deneyiminden bireylerden oluşuyor. 40 yılı aşkın süredir dünyanın dört bir yanında, 50’den fazla merkezde hizmet veriyoruz. Bu zamana kadar yalnızca Türkçe bilenlere ulaşıyorduk; ancak bu yıl ilk kez Türk Dili ve Kültürü Programı ile tüm dünyaya Türkçe öğretmeye başlıyoruz. Artık sadece Türkiye’ye değil, Güney Amerika’dan Avustralya’ya, Japonya’dan Afrika’ya kadar dünyanın her yerine uzaktan eğitim yoluyla Türkçeyi ulaştırmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte, Kıbrıs’ta da yıllardır sürdürdüğümüz hizmetten büyük memnuniyet duyuyoruz. Buradaki yabancı öğrencilere Türkçe öğretimi konusunda da üzerimize düşen görevi yapmaya hazırız; yeter ki yönlendirme sağlansın. Türk dizileri sayesinde dünya genelinde Türkçeye artan bir ilgi var ve biz de dilimizi, kültürümüzü bu coğrafyalarda yaygınlaştırmak istiyoruz. Öğrencilerimizin hikâyeleri bizleri derinden etkiliyor; kimi zaman gözyaşlarımızla okuduk, kimi zaman da birbirimize motivasyon kaynağı oldular. Öğrencilerimizin gözlerinde o ışığı görüyorum ve bu hizmeti büyük bir gururla, keyifle sürdürüyoruz. Sahip olduğum diplomamın üçünü Açıköğretim Sisteminden aldım, eşim de bu sistemin mezunu, kızım da şu an Açıköğretimle eşzamanlı eğitim alıyor. Bu sistemin içinden gelen biri olarak herkese gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum: Yeni bir şey öğrenmenin yaşı yok. Bilginin gücünden faydalanmak isteyen herkese kapımız açık. Sayın Rektörümüzün Kıbrıs’a ve buradaki eğitim hizmetlerine büyük önem verdiğini de iletmek isterim. Bu doğrultuda çalışmalarımızı genişletmeye devam ediyoruz. Aramızda bulunan Eskişehir’den gelen yerel basın mensuplarımıza da teşekkür ediyorum; bu çalışmaların tüm Türkiye’de duyulması, bizler için çok kıymetli. Desteğinize, ilginize ve sevginize her zaman ihtiyacımız var. Hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum." "Yeniden başlayarak başlamanın mümkün olduğunu gördüm" Açıköğretim Fakültesini dereceyle bitiren Serap Köroğlu, törendeki konuşmasında şunları aktardı: "Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü başta olmak üzere tüm üniversite yönetimine ve emeği geçen herkese gönülden teşekkür ediyorum. Anadolu Üniversitesi’nde ikinci üniversite kapsamında Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Bölümü’nde öğrenim gördüm. Burada kazandığım sadece bir diploma olmadı; asıl kazancım, vazgeçmemeyi öğrenmek, kendime inanmak ve yeniden başlayarak başarmanın mümkün olduğunu görmekti. Bu yolculukta birden fazla bölüm, bolca tecrübe, azim ve kendime verdiğim sözler vardı. Tüm bunlar bana gösterdi ki; yılmadan, sabırla atılan her adım, sonunda mutlaka bir karşılık buluyor. Bugün burada olmamı sağlayan sadece notlarım değil; içimdeki inanç, azim ve yüreğimdir. Bu süreçte sevgisiyle ve sabrıyla her zaman yanımda olan aileme gönülden teşekkür ederim. Ayrıca Anadolu Üniversitesi Lefkoşa Bürosu’na; bizleri her zaman güler yüzle karşılayan, ilgisini ve desteğini hiçbir zaman eksik etmeyen tüm personele ve değerli hocalarıma, bana kazandırdıkları bilgiler için içtenlikle minnettarım. Bugün en büyük teşekkürü kendime ediyorum. Çünkü bu başarı, sadece bir son değil; hayallerimin peşinden gitme cesaretimin bir sonucudur. Öğrenmenin ve gelişmenin ömür boyu süreceğini unutmadan, hep birlikte hayallerimizin peşinden yürümeye devam edelim." "Bu başarı inancın, emeğin, azmin ve hayallerin başarısıdır" İktisat Fakültesinden dereceyle mezun olan Nilüfer Altınkaynak ise, "Böyle anlamlı bir günde sizlerin karşısında bulunmak benim için tarifsiz bir mutluluk. Yıllar önce içimde hep bir üniversite eğitimi alma arzusu vardı; ancak hayatın getirdiği sorumluluklar ve şartlar nedeniyle bu hayalimi hep erteledim. İçimde hep ‘Bir gün olacak ve bu üniversiteyi okuyacağım’ dedim. O gün geldi ve Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi sayesinde bu hayalimi birincilikle gerçekleştirdim. Bu başarı yalnızca benim değil; inancın, emeğin, azmin ve hayallerin başarısıdır. Başta Sayın Rektörüm olmak üzere, kıymetli hocalarıma, üniversitemizin tüm idari personeline ve bana inanan herkese gönülden teşekkür ediyorum. Bugün sadece bir diploma almıyoruz; aynı zamanda kendi hikâyemize yeni bir sayfa açıyoruz. Kimimiz gençliğin heyecanıyla, kimimiz yılların birikimiyle buradayız ama ortak noktamız öğrenmeye olan inancımızdır. Genç arkadaşlarıma seslenmek istiyorum: Hayallerinizden asla vazgeçmeyin. Hayat ne getirirse getirsin, inanıp çabaladığınızda başarı sizi mutlaka bulur. Yaş hiçbir zaman bir engel değil, aksine her yaş ayrı bir zenginliktir. Mezuniyetimiz hepimize kutlu olsun. Yolumuz bilimle, vicdanla, adaletle ve sevgiyle aydınlansın" ifadelerini kullandı. "Eğitimim ve vizyonumla ülkemize katkılar sunmaya hazırım" Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Mali Yönetiminden dereceyle mezun olan Sacit Çelik, "Türkiye’nin köklü ve saygın üniversitelerinden biri olan Anadolu Üniversitesi’nin Kamu Mali Yönetimi yüksek lisans programından birincilikle mezun olmanın gururunu ve heyecanını sizlerle paylaşıyorum. Bu yolculuk yalnızca akademik bir başarının değil, aynı zamanda sabrın, azmin ve kararlılığın bir yansımasıdır. Her sayfası emekle yazılmış bu süreç bana bilgiyle donanmayı ve hayata karşı daha dirençli durmayı öğretti. Mensubu olmaktan onur duyduğum Kamu Mali Yönetimi; kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir biçimde kullanılmasını sağlayan yasal ve yönetsel sistemlerin bütününü kapsar. Bizler de bu bilinçle aldığımız eğitim ve edindiğimiz vizyonla ülkemizin mali yapısına nitelikli katkılar sunmaya hazırız. Bu anlamlı günde başarı yolculuğumda bana eşlik eden ve destek olan herkese yürekten teşekkür ediyorum. Başta bilgi ve deneyimlerini bizlerle paylaşan, yolumuzu aydınlatan çok kıymetli hocalarıma; her zaman yanımda olan, sevgisi ve desteğiyle beni motive eden eşime ve aileme sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Değerli arkadaşlarım, hangi görevde olursak olalım, mesleğimize duyduğumuz sorumlulukla, toplum yararını gözeterek elimizden gelenin en iyisini yapacağımıza yürekten inanıyorum. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği bilim yolunda ilerleyerek ülkemize daha aydınlık bir gelecek inşa etme idealinde yeniden buluşmayı diliyor; hepinize en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum" şeklinde konuştu. "Bu sadece benim değil ailemin de başarısıdır" İşletme Fakültesini dereceyle bitiren Işın Altunbilek Ortaç ise konuşmasında şunları aktardı: "Eğitime olan sevgim, hayatım boyunca hep çok kıymetli oldu. Yoğun iş hayatımın içinde, akademik alanda birçok başarıya imza atmış kızımla birlikte aynı masada ders çalışmak benim için hem ayrı bir mutluluk hem de ilham kaynağıydı. Bu süreçte hem lisans hem de yüksek lisans eğitimimi tamamladım ve bunu dereceyle, birincilikle taçlandırdım. Elbette bu süreçte pek çok zorlukla karşılaştım, ancak her birini azimle ve kararlılıkla aşmaya çalıştım. Bugün elde ettiğim bu başarı, sadece benim değil, aynı zamanda ailemin de başarısıdır. Bu yolda bana her koşulda destek olan aileme gönülden teşekkür ediyorum. Öğrendiklerim yalnızca akademik bilgilerle sınırlı kalmadı; sabır, kararlılık ve azim gibi yaşamın her alanında gerekli olan değerleri de kazandım. Bu deneyim, gelecekteki hedeflerime ulaşma yolunda bana büyük bir ilham veriyor. Bu başarı, bize bir kez daha gösteriyor ki öğrenmek ve gelişmek her yaşta mümkündür. Bu anlamlı anı yaşamama vesile olan tüm hocalarıma, emek veren herkese içtenlikle teşekkür ediyorum." Emeklilik belgesini Cumhurbaşkanı Tatar takdim etti Açılış konuşmalarının ardından mezuniyet töreninde Anadolu Üniversitesi’ne 21 yıl boyunca katkıda bulunan Öğr. Gör. Kenan Tarık Beidoğlu’na emekliliği dolayısıyla plaket ve hediye takdim edildi. Beidoğlu’na bu anlamlı hediyeyi aynı zamanda ilkokuldan arkadaşı olan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar sundu. Tatar, Beidoğlu’na üniversiteye uzun yıllar boyunca akademik ve idari alanda sağladığı katkılardan ötürü teşekkür edilen, emeklilik hayatında sağlık, huzur ve mutluluk dileklerini iletti. Törende mezun olan öğrencilere KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç, Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Köksal Büyük, Rektör Danışmanı ve İletişim Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Barış Kılınç, Açıköğretim Fakültesi Yurt Dışı Programları Birim Yöneticisi Öğr. Gör. Salih Gümüş, KKTC Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Daire Müdürü Behçet Çelebi, Türkiye’nin Lefkoşa Eğitim Müşaviri Mithat Tekçam, Lefkoşa Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Abdullah Akbaş, Gazeteciler Hakkı Kutlu, Ali Baş, Şenay Bilik Yıldırım, Cihan Yıldırım ve Murat Yıldırım belgelerini takdim etti. Törenin sonunda mezun olan öğrenciler, keplerini KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ve Rektör Yardımcısı Büyük ile havaya attı. Anadolu Üniversitesi’nin KKTC Lefkoşa Kampüsü’nde gerçekleşen mezuniyet törenine KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç, Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Köksal Büyük, Rektör Danışmanı ve İletişim Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Barış Kılınç, Açıköğretim Fakültesi Yurt Dışı Programlar Birim Yöneticisi Öğr. Gör. Salih Gümüş, Eskişehir’deki yerel basın mensupları, mezun olanlar ve aileleri katılım gösterdi. Törende Açıköğretim, İktisat ve İşletme Fakülteleri ile Lisansüstü Eğitim Enstitüsünden mezun olanlar, diplomalarına kavuşmanın heyecanını yaşadı.
Trabzon Güney Koreli gezgin Hyojeong Park: "Türkiye gördüğüm en misafirperver ülke" Sosyal medyada "Mhyochi" adıyla tanınan Güney Koreli gezgin Hyojeong Park, yürüyerek sürdürdüğü Türkiye turu kapsamında Trabzon’a geldi. Türkiye’nin gördüğü en misafirperver ülke olduğunu söyleyen Park, üçüncü gelişi olduğunu ve annesini de getirmek istediğini belirtti. Türkiye’de bir süredir farklı şehirleri yürüyerek gezen ve sosyal medyada yayın yapan 26 yaşındaki Güney Koreli Hyojeong Park’ın son durağı Trabzon oldu. Samsun’dan yola çıkan Park, Ordu ve Giresun’u geçtikten sonra Trabzon’a ulaştı. Bu süreçte seyahatini takipçilerine anlık olarak yansıtan Hyojeong Park, Trabzon’un ardından yola devam edeceğini belirtti. "Türkiye’ye üçüncü gelişim" Türkiye’ye bir ay önce geldiğini ve üçüncü gelişi olduğunu söyleyen Park, "Türkiye’yi, yemeklerini, insanlarını ve havasını gerçekten çok seviyorum. Bu benim üçüncü gelişim ama Karadeniz Bölgesi’ne ilk gelişim. Daha önce İstanbul, Bursa, İzmir, Denizli, Fethiye, Antalya, Ankara, Eskişehir, Nevşehir, Kayseri, Samsun, Ordu gibi şehirleri gezdim. Seyahatime Samsun’dan başladım. Karadeniz Bölgesi’nin en büyük şehirlerinden biri ve tarihi hakkında bilgi edinmeyi de sevdiğim için Samsun’dan başlamayı tercih ettim. Orası Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı için ayak bastığı yer. Bu yüzden ’Tamam, bu başlamak için oldukça iyi bir yer’ dedim. Sonra doğu kıyı şeridini takip ederek Trabzon’a ulaştım ve yola devam edeceğim" dedi. "Türkiye gördüğüm en misafirperver ülke" Bugüne kadar 38 ülke gezdiğini belirten Park, Türkiye’de vatandaşlar tarafından iyi karşılandığını söyledi. Park, "Türkiye’yi çok seviyorum. Türkiye ziyaret etmekten en fazla keyif duyduğum ülkelerden biri. Sadece havası ve yemeği yüzünden değil, misafirperverliği de en iyisi. Şu ana kadar 38 ülke gezdim ama Türkiye, yaşadığım tüm misafirperverlikler arasında en iyi ülke" diye konuştu. "Türkiye ve Güney Kore kardeş ülke" Güney Kore ile Türkiye’nin kardeş ülke olduğunu söyleyen gezgin, "Aslında Güney Kore ve Türkiye kardeş ülke. Bu yüzden Türkiye bizim için bilinmeyen bir ülke değil, birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Ve her zaman geri gelmek istememin nedenlerinden biri buydu ve ayrıca gezi listemde Kapadokya’ya gitmek ve balon turuna katılmak vardı. Bu aslında üçüncü Türkiye seyahatime geri dönmemin ilk nedeniydi. Ama bu Karadeniz yolculuğundan sonra sanırım tekrar geri geleceğim. Annemi bile getirmek istiyorum. Bence o da çok sevecek" ifadesini kullandı. "Takipçilerim bana Karadeniz’e gitmem gerektiğini söyledi" Karadeniz Bölgesi’ni gezmeye nasıl karar verdiğini de anlatan gezgin, "Aslında Karadeniz Bölgesi hakkında hiçbir fikrim yoktu ve Kapadokya’daydım, canlı yayın yapıyordum. Türk izleyicilerim bana ’Mhyochi, Karadeniz Bölgesi çok güzel. En azından gidip denemelisin’ diyorlardı. Ben de bazı büyük şehirleri seçiyordum ve ’Bunu bir tür eğlenceli meydan okumaya dönüştürmek istiyorum’ diye düşünüyordum. Araba sürmenin büyük hayranı değilim. Yürümeyi sevmemin nedeni, manzaraları daha yavaş görebilmem ve burada insanlarla karşılaşabilmem. Onlar da beni bazen çay veya yemeğe davet ediyorlar. Ben de ’Tamam, bu benim için Karadeniz Bölgesi’nin gerçek yüzünü keşfetmek ve belki de bu yolculuğu izleyicilerimle paylaşmak için aslında iyi bir yol’ diye düşündüm" dedi. "Tek başıma yolda olmak beni burada zorlamadı" Tek başına yollarda olmanın bulunduğu süreçte kendisini çok zorlamadığını belirten Park, "Bence birçok insan bu tür şeyler hakkında benim için endişeleniyordu. Çok tehlikeli olduğunu söyleyemem ama her zaman küçük bir olasılık vardır. Sonuçta dünyada iyi insanlar olduğu gibi kötü insanlar da var. Ama hiçbir zaman burada tehlikeli herhangi bir durum hissetmedim. Birçok belediye veya yetkili bana yardım ediyor ve ben onlara gerçekten teşekkür ediyorum. Tehlikeli olan tek şey buranın yemekleri. Çünkü yemekler çok güzel, gittikçe kilo alıyorum" diye konuştu. "Türkiye’de benim beş ailem var" Türkiye’ye geldiği süreçte çok iyi insanlarla tanıştığını ifade eden Park, "Yaklaşık beş tane ailem var. Türk ailem, onlara ailem diyorum. Çünkü otel bulamadığmda beni evlerine davet ettiler. Evlerinde kaldım, kahvaltı hazırladılar. Beni karavan kamplarına davet eden ailelerle tanıştım. Yolculuğum boyunca birçok farklı aileyle tanıştım ve bu yaşadığım en ilginç anlardan biriydi. Türkiye’de yaşayan insanlarla tanışmak ve onların sevgisini ve misafirperverliğini deneyimlemek çok güzeldi. Benim için bu tüm gezinin en iyi anıydı" şeklinde konuştu. "Bir sonraki hedefim Likya Yolu’nu yürümek" Karadeniz Bölgesi’ni yürüdükten sonra hedefinin Türkiye’nin güneybatısındaki Fethiye’den başlayarak Antalya’ya kadar uzanan yaklaşık 520 km uzunluğunda bir yürüyüş rotası olan Likya Yolu’nu yürümek olduğunu belirten 26 yaşındaki içerik üreticisi, "Aslında Karadeniz seyahatimden sonra Türkiye’ye geri gelmek ve başka bir meydan okuma yapmak istiyorum. İnsanlar bana Akdeniz’e gitmemi ve orada Likya Yolu’nu yürümem gerektiğini söylediler. Ancak şu an orada havanın çok sıcak olduğunu. monbahar mevsiminde daha iyi yürüyebileceğimi ifade ettiler. Bu yüzden bir sonraki hedef olarak Likya Yolu’nu yürümeyi çok istiyorum" dedi.
OSZAR »